RADİKALLEŞEN DİNCİLİK ve ‘LAİKLİK...’

26 Haz 2015 - Kuveyt’te Şiilerin gittiği bir camiye cuma namazı sırasında bombalı saldırı düzenlendi, en az 13 kişi öldü, çok sayıda insan yaralandı.
24 Eylül 2015 - Yemen’de ‘kurban bayramı’ kana bulandı, camiye intihar saldırısı düzenlendi. Saldırıda en az 29 kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.
16 Ekim 2015 - Nijerya’da bir camiye düzenlenen “çifte” canlı bombalı saldırıda, polise göre en az 14, görgü tanıklarına göre de 42 kişi öldü.
11 Aralık 2015 - Suriye’de uçaklar camiye bomba attı: 4 ölü, 50 yaralı. Uçakların Rusya’ya ait olduğu ileri sürüldü.
18 Ocak 2016 - Kamerun’da bir camiye intihar saldırısı gerçekleştirildi. Saldırıda 4 kişi hayatını kaybederken 2 kişi yaralandı.
29 Şubat 2016 - Irak’ın doğusundaki Diyala kentinde camiye düzenlenen intihar saldırısında, ilk belirlemelere göre 20 kişi öldü, 30 kişi yaralandı...
16 Mart 2016 - Nijerya’nın Maiduguri kentindeki bir camiye düzenlenen intihar saldırısında 22 kişi öldü, 17 kişi de yaralandı.
22 Nisan 2016 - Irak’ın başkenti Bağdat’ta, Şiilerin gittiği bir camiye düzenlenen saldırıda en az 9 kişi yaşamını yitirdi...
Ve 27 Nisan 2016’da, Bursa Ulu Camii’nde düzenlenen intihar saldırısı Türkiye’nin Afrika ve Ortadoğu’ya benzetilmeye çalışıldığının en çarpıcı kanıtlarından biri olsa gerek...
Suriye’ye yönelik gaflet diplomasisi bile Türkiye’yi radikal dinciliğin cenderesindeki Ortadoğu’da, terör ve kan batağında boğamamışsa bunun en büyük nedeni Aydınlanma Devrimi’nin ışığı olan “laiklik”tir...
Zaten İslam dininin en yoğun olarak etkisini sürdürdüğü coğrafyalarda, ibadet merkezlerinde katliam yapan zihniyet, tek başına bile laikliğin ne kadar önemli olduğunu göstermeye yetiyor...
Gafillerle zırvalarını bir tarafa bırakarak, ülkemiz insanlarına inanç ve ibadet özgürlüğü sağlayan cumhuriyetin ve laikliğin değerini bilelim!..

Urfa’yı hançerlediler!..

Harran ve Fırat’ın buluşmasının gerisinde tam 50 yıllık bir mücadele süreci var...
Uğruna destanlar, şiirler yazılan, türküler yakılan, gazete ve dergiler çıkartılan, dernekler kurulan ve eylemler yapılan bir buluşma beklentisiydi o...
Çünkü Harran ve Fırat buluşursa başta Urfa ve Harran ovaları olmak üzere GAP’ın tüm verimli arazileri suya ve berekete kavuşacak, ülke zenginleşecekti...
Devlet 32 milyar dolar proje tutarı olan GAP için 1980-2015 arasında en az 25 milyar dolar harcadı...
Proje henüz tam olarak bitmese de, Fırat ile Harran 1994 yılında buluşabildi... Harran Ovası ve çevresi suya kavuştu, bölgeden bereket fışkırmaya başladı...
Hiç kuşkunuz olmasın; bu zaferde, bir şişe tuzlu suyu Ankara’ya götürerek “İşte Urfalı’nın gözyaşları” diye susuzluğa isyan eden Mustafa Dişli’nin yanı sıra, Harran ve Fırat’ın buluşması için gazete çıkartarak yıllarca mücadele eden Naci İpek ile diğer Urfa sevdalılarının da payı büyük...



Faruk Çelik’i kim susturuyor?..

Yüzyıllar sonra suya kavuşan topraklardaki bilinçsiz sulama yöntemleri yüzünden Harran ve Urfa ovalarında neredeyse 100 bin dönüm arazi tuzlanma sonucu elden çıksa da, GAP’ın getirisi yine de çok fazla...
Ancak tek tehlike cehaletin yarattığı tuzlanma değil... Devletin milyarlarca dolar harcayarak sulu tarıma açtığı araziler Urfa Belediyesi ve AKP bürokrasinin gafleti nedeniyle acımasızca katlediliyor...
Çünkü Harran, Uğurlu, Viranşehir yolu ve çevresinde on binlerce dönümlük tarım alanı “imar değişikliği” bahanesiyle yapılanmaya açıldı... Yani Türkiye’nin, GAP’ın ve Urfa’nın geleceği hızla katlediliyor...
Olayın en vahim tarafı da GAP bölgesine “duyarlı olsun” diye AKP iktidarı Urfa milletvekillerinden Faruk Çelik’i Tarım Bakanı yaptı...
Peki, neredeyse her hafta Urfa’ya giden Tarım Bakanı ne yapıyor acaba kentte?.. Aşiret düğünleri ve “Sıra Geceleri”nde türkü dinleyip geri mi dönüyor, yoksa Harran’da tarım alanlarını katledenlerin köy odalarında sohbetle mi vakit geçiriyor?..
Bunların aksini yaptığını iddia ediyorsa, Çelik’e sormak lazım; “Bu köşede iki gün, Urfa’da tarım alanları niçin katlediliyor?.. Tarım Bakanı’nın görevi toprağı korumak ve üreticiyi desteklemek değil mi” sorularına neden yanıt vermediniz?..
Kim engelliyor, kim susturuyor acaba Tarım Bakanı’nı?.. İmar planının ardında olduğu öne sürülen “cemaat” uzantıları mı yoksa, çevre planına karşı çıktığı için eski belediye başkan yardımcısı Habip Arslan’ı kurşunlayanlar mı?..
Faruk Çelik GAP’a sahip çıkana kadar, Tarım Bakanı olarak arazi yağmasına müdahale edene kadar ve Urfa’nın bağrına hançer saplayan o yıkıcı imar planını iptal ettirene kadar sormaya devam edeceğiz...
Çünkü GAP’taki yağma yalnızca Urfa’nın değil, doğası her yerde katledilen tüm Türkiye’nin meselesidir... Çünkü GAP yaratacağı tarımsal getiri ve istihdam olanakları açısından da Türkiye’nin geleceğidir... Çelik bunu bilmiyor mu acaba?..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac