SENİN HALİFE İNGİLİZ ZIRHLISIYLA KAÇMIŞTI ARKADAŞ!..

Ankara Melike Hatun Camii’nin imamı Halil Konakçı isimli muhterem geçenlerde Bursa’da bir camide vaaz verdi…

Sözü döndürdü, dolaştırdı, 98 yıl önce TBMM kararıyla kaldırılan “hilafet makamı”na getirdi ve şöyle dedi:

Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş, İslam adına istiyoruz!

“Biz” dediği kim, orası muğlak; son günlerde trajik bir şekilde intihar eden Enes Kara üzerinden büyük tepki çeken tarikat ve cemaatler olmasın sakın?!. Gül gibi yaşayıp giden, yüzbinlerce çocuğun üzerinden servetlerine servet katan, devlet içerisinde örgütlenmenin sonsuz keyfini yaşayan bu türden toplulukların keyfi kaçtı doğal olarak!

Biz, yine bu vaiz “arkadaşın” sözlerine dönelim… Yüz yıl önce kaldırılan hilafetin niçin kaldırıldığını da şöyle izah etti hazret:

Söyleyin bana İslam’ın merkezi neresi? İslam’ın söz sahibi, makamı kim? Anladınız mı şimdi niye kaldırdılar, niye lağvettiler o makamı 100 yıl önce? Çıksın bir şarkıcı parçası Adem Aleyhisselam’a ‘cahil’ diyebilsin diye bu makamı kaldırdılar!

Tarih bilgisi 0 (yazıyla sıfır) olan bir kişi orada nasıl vaaz verir, insanların kafasında şüphe uyandıracak lafları nasıl eder bilemiyorum ancak izni var ki “eğrisi-doğrusu” demeden aklına ve ağzına geleni hiç sakınmadan savurabilmiş! Asıl hedefi de şöyle anlatmış:

Eğer o makam bugün kaim olsaydı bir kimse bile bugün konuşup Allah’ın indinde imam bile olsa söz sahibi olamazdı. Allah o makamı geri getirsin bize. Bunun için çalışacağız. Ah İslam kaim olsaydı, ah bu dinin bir başı bir sahibi olsaydı… Bu dini sahipsiz bıraktılar, kafalarına göre at koşturmaya başladılar.

-Kerameti kendinden menkul bu vaiz “arkadaş” öncelikle bir tarih dersini hak ediyor…

Halifenin kafire karşı cihat emrine İngiliz silahıyla karşılık vermek!

Ne olmuştu da önce saltanat sonra hilafet kaldırılmıştı yüz yıl önce acaba?

1914’te Osmanlı, Enver’in gizli görüşmeleri ve bir oldu bitti ile dünya savaşına İtilaf devletleri İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı Almanya’nın yanında girdi. Savaş 4 yıl sürdü. Almanya’nın da isteği ile Halife Padişah 15 Kasım 1914’te “cihad-ı mukaddes” ilan etti. Ne demekti bu?

İslam dünyasının topyekun itilaf devletlerine karşı savaşa katılması demekti…

Öyle de oldu ancak ufak bir farkla; Mekke Şerifi Hüseyin başta olmak üzere Arabistan Yarımadası’ndaki Müslüman kardeşlerimiz, İngiliz silahıyla Osmanlı’ya karşı isyan etti! Bir taraftan İngilizlerle savaşan Türk askeri her fırsatta arkadan vuruldu. Yaralı Türk askerlerinin sığındığı hastaneler bombalandı. Yaralı askerler Arap isyancılar tarafından şehit edildi!

Kurtuluş Savaşı esnasında düşmanla işbirliği yapan, İngiliz Muhipleri (sevenler) Derneği’ne üye bile olan, Damat Ferit vasıtasıyla İngiltere’nin mandası altına girmeyi dahi teklif eden Halife Padişah Vahdettin ise İngiliz Malaya Zırhlısı ile memleketten kaçtı!

Şu iki örnek, hilafet makamının ne anlama geldiğini anlatmaya yeter de artar bile!

Hilafet rüyası gören bu “arkadaş” ve benzerlerinin, başlarını kaldırıp Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır gibi ülkelerin arkamızdan çevirdikleri fırıldaklara odaklanmasını tavsiye edeceğim ancak bu at gözlüğü ve yobazlıkla burunlarının ucunu bile göremeyenlere ne anlatacaksın!

İslam ülkelerinin pek çoğunun Amerikan ve İngiliz istihbarat örgütleriyle nasıl içli dışlı olduğunu, tüm politikalarını aldıkları talimatlarla oluşturduklarını görmemek için de aslında bakar kör olmak gerektiğini de eklemeliyim!..

Vaiz efendi, bunları bulmak, okumak çok kolay, insanları aldatmak en büyük günahlardan biri değil midir? Yoksa sizin öğretide bunlar yer almıyor mu?!.

Zındık kafir!

Rize Sahil Camii’nde geçtiğimiz cuma günü dışarıdan gelme bir vaiz efendi namaz öncesi vaaz veriyordu…

Bu kez söz döndü dolaştı, Yılmaz Özdil, Ümit Zileli ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e geldi. Vaiz sözü fazla dolandırmadan bu kişiler için şu sıfatı kullandı:

Zındık kafirler!..

Adamdaki nefrete, aynı zamanda cehalete bakın siz; iki sözcük de aynı anlama geliyor! Yani birini kullanması yeter aslında ama gözü dönmüş bir kez!

Kendini tutamıyor, ülkenin en çok satan, en saygın gazetesi SÖZCÜ’ye de utanmazca aynı sözcüklerle saldırıyor.

Herifin konuştuğu cami, bulunduğu yerin müftülüğüne, dolayısıyla da Diyanet’e bağlı. Demek bu camilerde kendisinden görmediğine ağız dolusu hakaretle saldırmak artık caiz anladığım kadarıyla.

Olaya tanık olanların bildirdiği kadarıyla cami cemaatinden de bu duruma tepki gösterenler olmuş, sağ olsunlar…

https://twitter.com/umit_zileli