SURİYE'de PKK İKİLEMİNİ KİM KIŞKIRTIYOR?..

Önceki günkü yandaş manşetlere bakılırsa Türkiye, Trump'un ulusal güvenlik danışmanı John Bolton üzerinden ABD'ye meydan okumuş!.. Yandaşların aynı kalemden çıkan manşetleri zafer nidalarından oluşuyordu ama durum gerçekten öyle mi acaba?..

Yukarıdaki sorunun yanıtını vermeden önce ABD ile Ankara arasında tartışmalara neden olan PKK'nın yurt içi ve sınır ötesindeki varlığına dikkat çekmekte yarar var... Ne halde acaba PKK, iki ülkeyi karşı karşıya getirecek kadar önemli mi halen?..

Nerede örgütün liderleri, eylem açısından nasıl bir erozyon yaşıyorlar ve aslında Suriye'de ne yapmaya çalışıyorlar?.. Daha önce de vurguladığımız gibi, kaldı mı acaba eski PKK?..

Bir zamanlar yalnızca yurt içinde 20 binden fazla militanla terör estiren ve hükümetleri defalarca, sözde "eylemsizlik" adı altında siyasi çözüme zorlayan örgütün, her seferinde meydan okuyan askerî yapısından geriye ne kalmış olabilir?..

İmralı'da artık kimseyle görüştürülmeyen Öcalan'ın sessizliğine bir de PKK'yı 40 yıldır yöneten ancak geçen yazdan bu yana ortada görünmeyen Murat Karayılan ve ekibindeki gizem de eklenince, örgütün askerî yapısının durumu iyice sorgulanır hale geliyor...

Genelkurmay ve İçişleri Bakanlığı'nın rakamlarına bakılırsa, PKK, Doğu'dan Batı'ya kadar eylem yeteneğini yüzde 80 oranında kaybetmiş bir örgüt... Demişti ki İçişleri Bakanı Soylu, "yurt içinde 500-600 kadar militan kaldı..."

3 yıl öncesinde olduğu gibi artık katılım da olmuyor PKK'ya... Örneğin, yalnızca Urfa'nın Suruç ilçesinden binden fazla çocuğu kaçırdıkları gibi, artık gençleri zorla da olsa dağa kaçıramıyor PKK'lılar...

Güneydoğu'daki valillerin medyaya yansıyan açıklamalarına bakılırsa, şiddet yorgunu bölge insanı da çocuklarını artık "Kürdistan" rüyasıyla maceraya atmak istemiyor ve örgütten olabildiğince uzak durmaya çalışıyor...

Dört koldan çöküş!..

PKK'daki erozyon yalnızca örgüte katılımların durmasından da kaynaklanmıyor...

Örgütün askerî açıdan iyice güç kaybetmesinin en önemli nedeni son 3 yıldır yoğunlaştırılan operasyonlarla birlikte, örgütten kaçışların da artması... 2015-2018 arasında 3 binden fazla militanın güvenlik güçlerine teslim olduğu varsayılıyor...

Üstelik devlete sığınan militanların Kandil'de yaşadıkları kötü deneyimleri anlatması, örgüt aleyhine en etkili propagandaya dönüşüyor...

Terör örgütünde dikkat çekici sessizlik ve askerî açıdan yaşanan erozyonun bir başka nedeni ise sınır ötesi ve yurt içindeki operasyonlarda son üç yılda 4 binden fazla militanın etkisiz hale getirilmesi...

Kış koşullarında aralıksız süren operasyonlar hem militanların hareket kabiliyetini kırıyor, hem örgüte kayıplar yaşatıyor, hem de kırsalla Kandil Dağı arasındaki irtibatı önemli ölçüde aksatıyor... Militanların medyaya yansıyan telsiz konuşmaları da bu konuda önemli ipuçları veriyor...

Tüm bu rakamlar ve saptamalar yan yana geldiğinde şu tablo ortaya çıkıyor;

PKK, tarihinin en büyük çözülmesini yaşıyor, militanlar hareket kabiliyetini yitiriyor ve hem örgütsel hem de siyasi açıdan erozyondan kurtulamıyor...

Üstelik bu erozyon yalnızca örgütün uzun süredir barındığı Güneydoğu kırsalında değil, İran-Irak sınırı, Batı kentleri Karadeniz kırsalı ve PKK'nın 1991'den bu yana üslendiği, aynı zamanda bölgede onlarca kanlı eylem düzenlediği Amanoslar'daki militan yapısında da büyük çöküşlere yol açıyor...

ABD'liler neyi deşifre ediyor?..

PKK'nın içinde bulunduğu genel tablo yalnızca siyasi ve askerî açıdan kötü sinyaller vermiyor...

Örgüt, yaşanan travmayı artıran psikolojik çöküşü Suriye'deki devinimle atlatmaya çalışırken, acaba eskisi gibi etkili ve donanımlı mı Öcalan'ın adamları?.. Neredeyse tüm gücünü Suriye'nin içine yığan PKK hedefine ulaşabilecek mi?..

Yazının girişindeki soru işte burada yanıt bulmaya başlıyor;

Yani PKK artık, üzerinde böylesine siyasi ve diplomatik çatışmaların yoğunlaşacağı kadar önem arz ediyor mu acaba?..

Önceki günkü yandaş medya manşetlerine bakılırsa, Ankara'ya gelen Trump'un ulusal güvenlik danışmanı Bolton hem devlet katında önemsenmedi hem de adeta hezimet yaşayarak ülkesine geri dönmek zorunda bırakıldı...

Ankara'ye gelmeden İsrail'e yaptığı gezide, "ABD'nin Türkiye'den çekilmesi Kürt savaşçıların güvenliğini garanti almasına bağlı" dediği için hedef tahtasına konulan Bolton'a yönelik haberlerde "haddi bildirildi" türünden manşetler bile vardı...

Peki ya madalyonun diğer yüzü?.. Bu sorunun yanıtı da aynı gün ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Yeniçağ'ın manşetine yansıyan açıklamalarında gizliydi... "Erdoğan'a güveniyor musunuz" sorusu üzerine Demiş ki Pompeo;

"Erdoğan, Trump'a, Amerikan askerlerinin çekilmesinden sonra IŞİD'le mücadeleyi devam ettireceği ve Suriye'deki Kürt güçlerinin korunması teminatını verdi!.."

Peki; daha önce de benzer açıklamalarla tepki çeken Pompeo birlikte çalıştığı John Bolton'la aynı çizgideki açıklamalarıyla neyi deşifre ediyor acaba?..

Suriye diplomasisindeki iki yüzlülüğü mü açığa veriyor Pompeo, yoksa PKK'nın artık ciddiye alınacak kadar etkili olmadığını mı?..

Bu soruya da, Suriye politikasında çelişkilerden kurtulamayan AKP'lilerle işte o tutarsızlıklardan zafer havası yaratmaya çalışan yandaş medyaları yanıt versin!..   

Seyhan'daki seçim savaşı!..

AKP Adana İl Başkanı Fikret Yeni'nin FETÖ'cü "Bank Asya'nın avukatı" olduğunun ortaya çıkması şaşkınlık yaratmıştı...

Biz de bu köşede sormuştuk; "Bank Asya'ya para yatıranlar tutuklanırken, bankanın avukatı nasıl AKP il başkanı olabilir?.."

Fikret Yeni o yazının çıktığı gün istifa etti ama bu geri çekilmenin aslında yeni bir atağın başlangıcı olduğu da çok geçmeden anlaşıldı...

Çünkü AKP'liler, Yeni'yi Seyhan belediye başkan adaylığına hazırlıyor...

Ancak Yeni'nin olası rakiplerinden birinin kimliği Seyhan seçimini çekişmenin yanısıra, ilginç hale de getirecek?..

CHP'de 20 yıl aradan sonra ön seçimle geçen dönem bir kez daha milletvekili olan İbrahim Özdiş, Yeni'nin karşısına çıkmak için sabırsızlanıyor... Neden mi peki?..

Çünkü Özdiş milletvekiliyken, 23 Şubat 2018'de, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Fikret Yeni'yi hedef alarak şunları söylemişti;

"Bank Asya'nın Adana'da avukatlığını üstlenen Serhat Doğan ve Ruhi Hallaçoğlu gibi isimler FETÖ soruşturmalarında tutukludur. Cemaate finans sağladığı gerekçesiyle mal varlığına el konulan Sönmez Holding'in avukatı da Fikret Yeni'dir. Bank Asya'ya para yatırmak tutuklanmaya gerekçe olurken, yıllarca FETÖ ile ilişkide olan bazıları için bu kriterler neden işletilmiyor?.."

CHP'nin yaptığı kamuoyu yoklamalarında önde çıktığını söyleyen Özdiş yerel basında, "Seyhan'da seçimi alabilecek isim" diye anlatılıyor ama oradaki seçimin bir başka özelliği daha var;

Zeydan Karalar'ın CHP'nin büyükşehir adayı olmasıyla boşalan Seyhan belediye başkanlığı koltuğu Adana seçimlerinin kaderini de belirleyecek... Seyhan'da seçim cemaat avukatıyla Özdiş arasında geçerse mücadele gerçekten ilginç olacak...

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac