TALİBAN YOLLARINDA IŞİD BOMBASI!..

Cehaletin bağnazlıkla buluştuğu, feodalitenin tarikatlara, cemaatlere mürit militanlar yetiştirdiği coğrafyalarda, bir de mezhep ve fraksiyon savaşları körüklenirse, işte orada hiç kuşkusuz şiddet şiddeti doğurmaya devam eder...

Orta Doğu'nun da, Afrika'nın da uygar dünyaya entegrasyon sorunu, giderek daha derin bir uçuruma dönüşürken; tarih bir yandan kan ve şiddet açısından tekerrür etmeye devam ediyor, diğer yandan da emperyalizmin sömürü düzeni bildiğini okuyor...

İşte bakınız; 1979-1989 arasındaki Afgan-Rus savaşıyla birlikte, son 40 yılda hem huzur bulamayan, hem de giderek daha çok karanlığın dehlizine sürüklenen Afganistan, dinci örgüt Taliban'ın şeriat baskısı ve silah zoruyla ülkeyi ele geçirmesinin ardından, çok hızlı biçimde Libya'ya, Irak'a ve Suriye'ye benzemeye başladı...

Amerika bölgeden çekilmeden, henüz Türk askerinin dönüşü bitmeden şiddet son hızla Afganistan'ın başkentini bir kez daha kana buladı...

Medyaya yansıyan görüntüler vahşetten de beter;

Paramparça olmuş insanlar, kan gölünün ortasında yakınlarını arayanların çığlıkları, olay yerinden yükselen dumanlar ve ilk patlamanın olduğu yerin yakınlarında, ardı ardına başka şiddetli patlamaların ve kurşun yağmurunun yol açtığı dehşet anları...

Bu kanlı pazarın asıl faili kim, herkes biliyor, Müslümanlar Müslümanları katlediyor!.. Peki, neden?..

KABİL YENİ BİR CEHENNEM!..

Kabil Havaalanı bölgesinde önceki gün, intihar saldırısı olduğu belirtilen 3 patlamada en az 49 sivil Afgan, 28 Taliban militanı ve 13 ABD askeri öldü...

IŞİD militanlarının, patlamaların ardından çevreyi yaylım ateşine tutması üzerine en az 150 kişinin de yaralandığı tahmin ediliyor...

Hem ABD kuvvetlerine, hem de bölgedeki diğer devletlerin temsilciliklerine günler öncesinden ulaşan eylem yapılacağı istihbaratlarına rağmen, ABD ve Türk askerlerinin bölgeden çekilmesi sırasında saldırılar önlenemedi, bombalar patladı, Orta Doğu'nun klasikleşmiş vahşetlerinden biri daha korku yarattı...

Failin daha önce Libya'yı, Suriye'yi ve Irak'ı kan deryasına çevirenler, IŞİD olduğundan kimse kuşku duymuyor...

Asıl vahamet ise eylemi yapan IŞİD militanlarının, Taliban kente girer girmez cezaevinden salıverilmiş olması ve ABD ile Taliban'ın koruduğu bir bölgedeki saldırıyı kolaylıkla yapabilmesi!!! Taliban'a göre IŞİD militanlarını cezaevinden eski hükümet salıverdi!!! Bu iddiaya göre, Afganistan'dan kaçan eski yönetim Kabil'in ortasına pimi çekilmiş bombalar bırakmış!!!

İşte bu olay bile Orta Doğu ve Afrika gibi coğrafyalarda "kimin eli kimin cebinde" sorularını ısrarla öne çıkartıyor...

Ve herkesin hiç kuşkusuz birbirine tuzak kurduğunu, herkesin birileri tarafından kullanıldığını ve karanlık güçlerin her zaman taşeronlaşma ihaneti içerisinde insanlığı hedef alabileceğini bir kez daha kanıtlıyor son saldırı...

Kabil'i cehennem yerine çeviren önceki günkü patlamalar da kanıtladı ki; herkes birbirine düşman o coğrafyada;

Amerika çekiliyor, birileri IŞİD'i cezaevinden salıveriyor, örgüt açıkça tehdit ediyor, sonra ardı ardına bombalar patlıyor ve ortaya yeni vahşet manzaraları çıkıyor...

"İslam coğrafyası neden böyle" sorusu bir kez daha zihinlerde yankılanıyor ama asıl soru da şudur;?..

"Bundan sonra ne olacak Afganistan'da ve bu girdaba sürüklenen Türkiye neler yaşayacak?.."

KAOSUN HEDEFİ TÜRKİYE mi?..

Afganistan'ı daha önce de karanlığa sürükleyen sadece Taliban değildi...

El Kaide orada barınıyordu, lideri Usama Bin Ladin orayı karargah tutmuştu...

IŞİD ise bir başka Selefi örgüt olarak orada kendine alan bulmuş, hem Afgan devleti ile hem de diğer dinci örgütlerle egemenlik savaşına tutuşmuştu... Klasikleşmiş mezhep ve rant savaşlarıydı bunlar...

Nasıl bir dehşettir ki; daha 3 gün önce sadece Taliban'ın korkusundan ülkelerinden kaçmak için Amerikan uçaklarının kanatlarına tutunan, sınırlardan çevre ülkelere kaçan insanların tek korkusu sokaklarda el-kol kesen, kadınları kırbaçlayan, cinayetler işleyen Taliban'ken, şimdi bir de IŞİD'in vahşeti ve tehdidi var!!!

Kabil'i katliam bölgesine dönüştüren intihar saldırıları ve bombalı eylemler de gösterdi ki, bundan böyle Afganistan da artık Suriye'dir, Irak'tır ve Libya'dır!!!

Çünkü orada şiddet bir tek Taliban'ın karanlık yapısından kaynaklanmayacak...

Orada dinci örgütler sadece bir ülkeyi kuşatmak için savaşmayacak; aynı zamanda tarikatlar, cemaatler, Selefiliğin fraksiyonları, etnik gruplar, karanlık suç örgütleri, uyuşturucu ve silah kaçakçıları da birbirlerini tüketmek için amansız bir çatışmaya girecek ve olan yine masum insanlara olacak...

Yani yine Müslümanlar saldıracak, Müslümanlar ölecek!..

Ve Afganistan 40 yıldır içinde bulunduğu vahşet ortamının korkusunu tüm coğrafya yayarak, uygar dünyayı da ürkütmeye devam edecek...

Söyler misiniz; böylesi bir endişe varken, Irak, Libya ve Suriye'nin iç işlerine müdahale edince büyük kaos yaşayan Türkiye, Afganistan'ın içine neden bu kadar girdi, karanlık gidişatı tehdidi ve büyüyecek tehlikeyi neden göremedi?..

Peki; son patlamalar Afganistan'dan gelen göçün, tıpkı daha önce Suriye ve Irak'tan gelenler gibi, Türkiye'yi yeni bir kaosa sürüklemeyeceğini kim garanti edecek?..

Evet; Irak, Suriye, Libya'da olduğu gibi, 40 yıl sonra da olsa Afganistan'a yine huzur gelmeyecek...

Türkiye kendini bu kanlı girdaptan soyutlamak zorundadır...

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac