TÜRKİYE'yi KUŞATAN DEHŞET VERİCİ RAKAMLAR!..
Tablo vahim, manzara kahredici ve de o hazin "bilanço" olabildiğince dehşet vericidir!..
Manzara Kamboçya'dan, Vietnam'dan, Meksika'dan ya da terör-uyuşturucu kartellerinin cirit attığı, insanlığa her alanda kan kusturulan uzak diyarlardan değil...
Tabloya bakınca içi acıyor insanın... Sarsılıyor insan tüm benliğinden... Yalnızca kahrolmuyor, korkuyor insan bu tablonun dehşet verici rakamlarından!..
Ve en önemlisi de, "biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz" sorusu zihinleri tırmalarken, insanın inanası gelmiyor ortaya saçılan rakamlara...
Çünkü bir memlekette huzuru-güvenliği-toplum sağlığını ve en önemlisi de ülkenin geleceği olan nesilleri tarumar edercesine sarsan, akrep gibi kuşatan ve zehir gibi çökerten bir acı manzaradır bu...
Bilançoya bakınca ve rakamlardaki dehşet verici yansımaya göz gezdirince, akla gelen soru hiç değişmiyor; "Bu ülke ne zaman böylesi bir bataklığın cenderesinde adım adım çöktü, ne zaman bu kapkaranlık tünelin içerisinde, kan ve zehir sarmalının uçsuz bucaksız deryasında çırpına çırpına yaşamaya çalıştı?.."
Terör ve zehir, yani uyuşturucu ve şiddet!.. Biri öfke, tehdit, kaos ve kanla kuşatan, bir diğeri ise ülke gençliğini adım adım zehirleyen bir iğrenç tezgâh...
Huzurun bağrında alçakça parendeler atan bir kanlı zehir tuzağının Türkiye'yi nasıl kuşattığını görmek için devletin açıkladığı dehşet verici rakamlara kimse sakın ola sırtını dönmesin, gözünü de kapamasın...
Çünkü hepimiz bu vahametle iç içe yaşamışız ve çoğumuz da yaşananlardan habersizce "boş ver"mişiz!!!
Emniyetten büyük darbe...
Türkiye çok çekti "terör"den ve son dönemlerde okulların önüne kadar düşen, gencecik insanları sokaklarda "zombi" gibi dolaşmaya iten "uyuşturucu" bataklığından...
Türkiye gibi, dünyada terör ile uyuşturucunun ve bundan nemalanan çetelerin cirit attığı kaç ülke vardır acaba?..
Türkiye acaba neden Kamboçya ile Vietnam'la, Meksika'yla ya da hem terör hem de uyuşturucu çetelerinin aynı kulvarda toplumu zehirlemek için cirit attığı ülkelerle yan yana anılmaya başlandı?..
Tüm bu sorulara yol açan rakamları İçişleri Bakanı açıklamış... Acı ve düşündürücü bir vahamet manzarasıdır açıklamalar!..
PKK, IŞİD, El Kaide ve FETÖ başta olmak üzere yapmadıkları kalmamış memlekette!.. Eylemsiz gün geçmemiş maazallah...
İşte Türkiye genelinde, 2018 yılında tüm "terör" örgütlerine yönelik toplam "129 bin 787 operasyon" yapılmış... Neredeyse günde 355 operasyon... Rakam akıllara durgunluk verecek kadar zalim!!!
Belki de, dünyadaki en az 100 ülkede yapılan terör operasyonlarının 10 katı kadar müdahale edilmiş şiddet gruplarına... Yani, içimizde yaşayan o sinsi şiddete!!!
Doğrusu; 40 yıldır PKK'dan Hizbullah'a, El Kaide'den IŞİD'e kadar her türlü terör örgütünün cirit attığı bir ülkede -1984'ten bu yana sürdürülen mücadeleye rağmen- sadece son "bir yıl içerisinde" bu kadar operasyonun yapılabilmiş olması ürkütücüdür...
Evet; istihbarat birimlerinden emniyet kaynaklarına kadar, devlet bir zamanlar "açılım" ya da Suriye'nin kuşatılması projesi nedeniyle göz yumduğu (!) hatta masaya oturduğu terör örgütlerine son 3 yıldır göz açtırmıyor... Nihayet gafletten uyanmış siyaset...
Ancak dikkat çekilecek konu sadece istihbaratın ve polisin başarısı değil... En önemlisi de; operasyona uğrayacak bu kadar "terör" unsuru nasıl hareket edebildi, nasıl barınabildi ve nasıl büyütülebildi bu ülkede?.. İşte bu da asıl meseledir...
Siyasetin alacağı ders!..
Peki ya, terörle şiddetle aynı hızla ilerleyen ve ne yazık ki ortaokullardan üniversite kapılarına kadar toplumu kuşatmaya çalışan "uyuşturucu" mafyasına karşı yapılan operasyonların bilançosuna ne demeli?.. Şöyle demiş İçişleri Bakanı Süleyman Soylu;
"147 bin 562 uyuşturucu operasyonu yaptık... Çok kaba bir hesapla Türkiye'de 2018 yılında ele geçirilen uyuşturucunun maddi değeri 3,5 milyar Türk lirasıdır..."
Ancak hem terör hem de uyuşturucu bataklığına hizmet eden "sınır" kapılarındaki başıboşluk da vahamet içeriyor...
Çünkü geçen yıl sonu itibarıyla, Türkiye'de yakalanan düzensiz göçmen sayısı 268 bin kişiymiş...
İçişleri Bakanı Soylu, terör-uyuşturucu-göçmen kuşatmasıyla ilgili her ne kadar, "Bu rakamlar dünyanın gelişmiş ülkelerinin, parası bol ama vicdanı kıt ülkelerinin duymaktan bile korkacağı rakamlardır... Türkiye uyuşturucuyla göçle ve terörle ablukaya alınmış" dese de, yukarıdaki dehşet verici tablo ile ilgili akıllara onlarca soru gelebilir...
Evet; demek ki yıllarca rahat hareket edebilmiş, barınabilmiş ve insafsızca büyüyebilmiş ki terör, son bir yılda bu kadar operasyona uğrayabiliyor bu ülkede?..
Demek ki uyuşturucu ile ilgili önlemler geçmişte yeterince uygulanmadığı için, insanlığı zehirleyen çeteler rahatlıkla cirit atabilmiş bu topraklarda…
Ve bir başka gerçek de; sınırlar öylesine zavallıca kaderine terk edilmiş ki, göçmen-sığınmacı ya da kaçak işçi adı altında ülkenin neredeyse tüm sokaklarını işgal eden yabancıların kuşatması bu kadar pervasızca büyüyebilmiş...
Yukarıdaki bilanço, yapılan operasyonların sonuçları açısından sevindiricidir ama çıkarılacak "ders" bakımından da ibret vericidir…
Yalnızca geçmişteki iktidarlar değil, en çok da AKP iktidarı teröre taviz verilmemesi ve sınırların korunmasının, hem terör hem de uyuşturucu çetelerinin önlenmesinde çok önemli bir etken olabileceğini aklından çıkarmamalı...
Yoksa yukarıdaki rakamlara sebep olan güçler geçen yıl da başıboş bırakılmış olsaydı, "vah Türkiye'nin haline" demekten başka bir şey gelmezdi elden... Geçmiş olsun Türkiye...
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac