YAZIYOR YAZIYOR... OLAYLAR AZIYOR!..

Yıllar önceydi... Antalya’da, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Konrad Adenauer Vakfı’yla birlikte düzenlediği, “Türk-Alman Gazeteciler Buluşması”na katılmıştım...
Sıra bana gelince, Güneydoğu olaylarının bile tek başına Türk basınını yıllardır meşgul etmeye yettiğine dikkat çekerek, PKK eylemlerinden, Hizbullah’ın faili meçhullerinden, töre vahşetinden ve aşiret çatışmalarından örnekler vermiştim...
Konuşmamı dehşet içinde dinleyen Alman gazeteciler ise ülkelerindeki bir gazetenin bir gün öncesindeki manşetini gösterdiler... Manşette ne vardı biliyor musunuz; “Çocuk parklarındaki oyuncaklar tehlike saçıyor!..”
Alman medyasının gündemi ile Türk basınının kan süzülen sayfaları arasındaki tezat o gün herkesi şaşırtmıştı ama iki ülkenin gazetelerine bugün bile baktığınızda, toplumsal gündemin halen aynı dozlarda yansıdığını görebilirisiniz...
Peki, yıllar öncesinde kalan bu medya ve gündem anısını durup dururken mi anımsadık?.. Ne yazık ki değil...

Olmaz olmaz demeyin!..

Unutmayınız ki, “Gözünü sevdiğimin Türkiyesi” deyimi ne zaman meşhur olduysa, işte ülkemiz de tam o zaman sosyal ve siyasal açıdan zıvanadan çıkmaya başladı...
Çünkü son yıllarda bu ülkede öylesine tuhaflıklar ve çelişkiler yaşanıyor ki, edebiyatın profesörleri bile olaylardaki çelişkileri tanımlamakta güçlük çekiyor... Sözcükler yetişmiyor çelişkilere, cümleler ne yaparsan yap, kurulmakta aciz kalıyor!..
“Yok, kesinlikle olmaz” dediğiniz acayip olaylar memleketimizde bir çırpıda öylesine hızlı şekilde cereyan ediyor ki, her an milletçe ağzımız açık halde bakakalıyoruz...
Velhasıl artık “yok yok” bu ülkede... Her şey mübah, her şey olağan ve her şey her an olabilir bu topraklarda!.. Yani şaşırmak bile artık sıradanlaştı bu coğrafyada...
Bu tezat içeren olaylar içinde laçkalık, ciddiyetsizlik, oldubitticilik, vurdumduymazlık, “banane”cilik tavrı ve “bana değmeyen yılan bin yaşasın” zihniyeti öylesine pervasız bir hal aldı ki, millet olarak her sabah sürprizlerle uyanıyoruz, her gün yeni ve şoke edici bir olayın şaşkınlığıyla uyuyoruz...
Hiç kuşkunuz olmasın; dünyanın bir başka ülkesinde olaylar bu kadar hızlı değişse, kainatın en hızlı ve en etkili gazetesi bile gündemi takip etmekte zorlanır ve matbuat elemanları sonunda, “ne haliniz varsa görün” diyerek kalemi bırakıverir...

Bu kadarı da olmaz ki!..

Anlayacağınız şaşırmanın olağan halde geldiği bir acayip ülke olduk... Gündemdeki çelişkileri görmek için külliyen matbuata bakmaya gerek yok, aklı başında yayın yapan, gerçeği ve çelişkiyi gören bir gazeteyi elinize alır almaz söyleyeceğiniz söz de baştan bellidir; “Yuh beeee... Bu kadarı da olmaz...”
Olur mu, olmaz mı, iyisi mi dünkü Aydınlık’ın sayfalarını tek tek çevirelim de bakınız bu ülkede her gün ne acayiplikler ve ne tezatlar yaşanıyormuş görelim... İşte çoğu kez gözden kaçan ahval ve şeraitin dünkü 24 saat
içindeki cereyanı;
- PKK’nın günlerdir “asker yaptı” diye propaganda malzemesine dönüştürdüğü Ardahan’daki minibüs taranması eylemini bizzat örgütün yaptığı, teröristlerin telsiz konuşmalarından anlaşıldı...
- AKP gibi gerici bir partinin kapatmaya çalıştığı cemaat dershanelerini, Atatürk’ün kurduğu CHP’nin malum yöneticileri Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak kurtardı...
- İstanbul Bağcılar’da, elektrik borcunun ödenmesi için müftülüğe giden Şii Ehlibeyt Camii’nin yöneticilerine “Gidin size İran baksın” yanıtı verildi...
- Enerji Bakanı Taner Yıldız, Artvin’de infial yaratan ağaç katliamını kabul ederek, “Binlerce ağaç kesildi, hemşerilerimizin kullanması için kötü mü oldu” dedi...

CHP Ataşehir uyarısını dinlemedi!..

Tuhaflıklar ve içindeki vahim tezatlar bitti mi sandınız... Ne yazık ki bitmedi... Zaten memleketin gündemi böyle giderse, şaşıracağımız olayların bitmesinin de imkanı yok!.. O halde bizi aynı zamanda düşündüren vukuat sayfalarını çevirmeye ve hep birlikte şaşırmaya devam edelim;
- Ergenekon davası fos çıkarken, davayı “Yurtseverler çıkacak, hesap soracak” diye protesto edenlerden Vatan Partisi Bayrampaşa İlçe Başkanı İslam İleri bugün cezaevine giriyor!..
- Ramazan günü, gündüz gözüyle tekne sefasında yakalanan eski dinci Ahmet Hakan, “Yaşar Nuri hocam sigara içmenin orucu bozmayacağını söylüyor” diye ikiyüzlü ve komik bir savunma geliştirebiliyor!..
- Konya’da yakalanan IŞİD militanlarının, yeni üyeleri evlenmek ve “cennet” vaadiyle kandırdığı ortaya çıktı...
- Batman nüfusunun yüzde 75’i devletin sosyal yardımlarıyla geçinirken, PKK, bölgeye sanayi tesisi ve baraj yapmaya çalışan şirketlerin araçlarını yakmaya devam ediyor...
- CHP’li hiçbir milletvekili kılını kıpırdatmayınca, TRT’de Atatürk’e hakaret eden belgesel için suç duyurusunu Ankara Barosu yapmak zorunda kaldı...
- Cemaatin “kasa”larından sayılan bir kişinin, üyelerden “himmet” adı altında toplanan milyonlarca lirayı sevgilisiyle birlikte kumarhanelerde kaybettiği ortaya çıktı.
- 7 Haziran öncesi CHP’den istifa ederek AKP’ye geçen eski Kocaeli Uzunçiftlik Belediye Başkanı Yaşar Sönmez 91 kilo uyuşturucuyla yakalandı...
- CHP’li Ataşehir Belediyesi’nde ortaya saçılan rezaletlerle ilgili medyanın bir bölümü tam 15 gündür yayın yaparken, suçlanan taraflar kendileriyle ilgili
savcılığa suç duyurusunda bulundu!..
Yani şaibeli isimler, “en iyi savunma taarruzdur” stratejisiyle meseleyi gündemden düşürmeye çalıştı... Oysa aylar önce bu köşede, “AKP, CHP’yi Ataşehir’den vuracak” şeklindeki uyarımız dikkate alınsaydı, CHP yolsuzluk taarruzuyla bu kadar yaralanmayacaktı...


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac