AĞLAMAK mı YAĞMUR OLMAK mı?..

“Gökyüzünde yankılanan martı çığlıkları, sabahın o derin mahmurluğunda, korku filminden fırlamış yeni bir gün getirdi sanki!..
Alışkın değildim ben kıyamet filmlerini anımsatan o kanatlı yaratıkların cıyaklamasına!..
O yüzden her sabah onların, figan eden sesini duyduğumda, acaba neyi çağırıyorlar, neye isyan ediyorlar diye düşünüp dururum!..
Önceki gün de bu çığlıklara uyandım irkilerek!..
Günışığı aydınlığa hasret bir tablo yaratmıştı gökyüzünde ve ben puslu bir havanın cehennemi atmosferinde açmıştım gözlerimi!..
Pencereye vuran yağmur damlalarıyla sarsılmıştı sabah...
Güneş hapsedilmişti gökyüzünün derinliğine ve kış serinliğinin küçük dokunuşları vardı havada!..
O sabah mahmurluğunda; geçmişimizin siyah beyaz ya da rengarenk; neşeli ya da acılarla dolu arşivini saklayan eski bir film makinesi geriye doğru dönmeye başladı zihnimde...
Paslı bir makaraya yapışmış görüntüler yaşamın merdivenlerinde geçmişe doğru koşarken, Urfa sokaklarında yırtık pantolon ve eski bir ceketle okula koşturmam geldi aklıma...
Çocukluğumun yoksul sokaklarında, kanalizasyon akan yolları arşınlarken, ayağımdaki yırtık “cızlavetin” isyanına kaptırırdım kendimi...
O günlerde yağmur yağmasından hiç hoşlanmazdım...
Islanmak, üşümek ve de cızlavete gizlenen yamalı çorabımın bir paçavraya dönmesini istemezdim...
Oysa dikkatlice izleyebilseydim yağmuru, belki ondan bile yaşam için direnecek dersler çıkarabilirdim!..”

Gökten inen enerji!..


“Önceki sabah beni çocukluğuma götüren yağmuru izlerken, uykuya direnen gözlerimi çevrede gezdirmeye devam ettim...
Anlamak istedim; yağmurun ritmi mi ders veriyor yaşama, hayatın bir ekmeğe muhtaç olmuş devinimi mi?..
Şöyle ya da böyle, bulutlar buhrani bir kalabalık yaratırken, günün şaşkın yüzünden damlalar süzüldü toprağa!..
Telaşla yürüyen gündelikçi kadınlar geçti sokaktan...
Okula yetişmeye çalışan servis araçları, işe gitmek için bocalayan insanlar...
Gökyüzünden muhteşem bir ritimle süzülen damlacıklara baktığımda; yağmurun gizeminde sakladığı “enerji”yi de merak ettim!..
Tıpkı çocukluğumda olduğu gibi şiddetini bazen artıran bazen yavaşlatan yağmur, atmosferin tozlarını aşağıya indirdi yine...
Binaların üzerindeki kirlilik savruldu gitti yol kenarlarına...
En çok da yazın toz bulutu içinde gri renge bürünen ağaçların yıkanmasına sevindim...
Zümrüt yeşili bir renk hakim oldu dün sabah çevredeki tüm ağaçlara...
Kurumuş toprak yağmurla can buldu, kuşlar böcekler suya kavuştu, göğe ve havaya can geldi...” 


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac