DEVLETİ SARSAN İHANETLER!..
Yeraltındaki sinsi ve derin darbeler, yaşamsal fayları parçalarcasına bir yandan devletin temellerini sarsıyor, bir yandan da ülkenin üzerine çöken karanlık, giderek daha zifiri bir manzaraya dönüşüyor!!!
"Gaflet dalalet ve ihanet" sadece siyasetçilerde ve onlara teslim olan mürit-militan bürokraside değil!..
İran, Irak, Afganistan örneklerinden ders almayan ulusun büyük bölümü bu karanlık gidişatın her yeri nasıl sarstığından habersiz biçimde gaflette çırpınırken, duyarlı bir kesim ise kendini paralarcasına çığlık atıyor ama onlara ne yol gösteren bir güvenilir pusula var, ne önderlik edebilecek bir etkili güç...
Büyük Önder'in en büyük ikinci mirasında bile Atatürk'e "kefere" diyenler, "Dersim" üzerinden Gazi'ye katil imasında bulunanlar ve gerici- bölücü siyasete taviz verenler toplumun güvenini iyice sarsıyor...
Ve en önemlisi de, tüm bu gafletten dolayı iktidarı ele geçirenlerin, devletin bütün kurumlarını bertaraf etme çabaları, eğitimin temeline dizilen bombalar ve asıl konumuz olan Atatürk'e karşı durmayan saldırıları ne yapacağız?..
Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesinin ardından sadece kaçak göç değil, oradaki terör yansımalarından endişe edenler giderek daha çok Atatürk'e, onun ideallerine ve mirasına sarılırken,
toplumun rejimle ilgili kaygıları giderek büyüyor...
Çünkü AKP durmuyor, her alanda bildiğini okuyor, muhalefet ise buna toplumun beklediği direnci nedense gösteremiyor!..
Zaten AKP'nin oyları düşerken, İYİ Parti dışındaki diğer muhalefetin yerinde sayması da bunu kanıtlıyor...
Yargıtay nereye?..
Laik eğitimin kökünün kazınması için faaliyetler hız kesmezken; eğitim müfredatındaki karanlık yapılanma ve bürokrasideki tehlikeli örgütlenme yetmezmiş gibi, eğitim kurumlarına cemaatlerin verdiği tahribat durmuyor, tüm eğitim kurumlarını imam hatipleştirme çabaları ise furyaya dönüşüyor...
Baksanıza; sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü bir ülkede, devletin bütçesindeki en büyük pay Diyanet'e giderken, imam hatipler için ayrılan bütçe 460 milyon TL'ye ulaşmış...
Buna karşın
Anadolu liseleri için ayrılan bütçe 25 milyon TL ile sınırlı tutulmuş...
Fen liseleri için ayrılan bütçe ise bilimsel eğitimdeki vahamettin nasıl derinleştiğini gösteriyor... Çünkü bu çok önemli kurumlara sadece 30 milyon TL ayrılmış...
Peki, sadece eğitimin temeline adeta dinamit yerleştirilmesi mi laik cumhuriyeti ve laik eğitimi sarsıyor?..
İmam hatip furyasının eğitim sisteminde adeta protokolün en başına konulması yetmezmiş gibi, Diyanet İşleri Başkanı da protokolde çağ atladı ve en önlere yerleştirildi...
Daha önce 52'nci sırada yer alan Diyanet İşleri Başkanı, 40 sıra yükselerek Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının da önünde devlet protokolüne girdi... Diyanet İşleri Başkanı 12'nci sırada yer alırken, Genelkurmay Başkanı ancak 14'inci sırada kalabildi...
Ve bu tehlikeli protokol uygulaması Yargıtay'ın yeni adli yıl açılışında da kendini pervasızca dışa vurdu...
5 yıl aradan sonra Yargıtay'da yeni adli yıl ve hizmet binası açılışı törenindeki vahamet ülkedeki kaygıyı iyice arttırdı...
Ülkenin Cumhurbaşkanı; bir yanında Diyanet İşleri Başkanı, diğer yanında ona dualarla eşlik eden Yargıtay başkanının "neler oluyor bu memlekete" dedirten manzarası yetmezmiş gibi, bu tabloya tepki göstermesi gereken ana muhalefet liderinin elinde makasla kurdele kesmeye hazırlanması toplumda bir kez daha hayal kırıklığı yarattı...
Atatürk'e saldırı furyası!..
Ülke hilafetle yönetiliyormuş gibi, yargının en tepe kurumlarından birinin etkinliğinde kameralara yansıyan görüntülere toplumun büyük bölümü tepki gösterdi...
Tepkilerin özeti şöyleydi; "laikliğin ruhuna Fatiha okundu!!!"
Eski bakanlardan Şükrü Sina Gürel ise bu vahim tabloyu sosyal medya üzerinden şöyle eleştirdi;
"Yargıtay 'Sarayı'nın, Diyanet İşleri Başkanı tarafından Cumhuriyetin ve kurucularının adını anmadan açılması, laik Cumhuriyetin bir vatandaşı olarak bendenizi üzmüş ve öfkelendirmiştir. Kurdela kesme sırasına dizilenler arasında yer alan CHP Genel Başkanını da ayrıca kınıyorum."
Peki, toplumu endişeye sürükleyen cumhuriyet, laiklik ve Atatürk karşıtı faaliyetler bunlarla mı sınırlı?..
Ne yazık ki Gazi'ye düşman olanların tavırları her platformda kendini pervasızca göstermeye devam ediyor...
Baksanıza; Avrupa Voleybol Şampiyonası'nda Polonya'yı 3-0 yenerek adını yarı finale yazdıran
Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımının zafer sevincini İzmir Marşı ile yaşadığı anlar devletin televizyonunda sansürleniyor!..
Peki; devlettekiler bürokrasidekiler böyle davranınca, siyasetçiler geride bekler mi?..
İşte AKP Ulubey İlçe Başkanı Süleyman Özdemir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bayraktar AKINCI TİHA'nın teslimat törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını paylaşarak, "Nutuk okuyanlar barda kafa çekerken, Kur'an okuyanlar göklerde SİHA uçuruyor" diye yazabiliyor...
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, 2000 yılına kadar Güneydoğu'da Kürt gençlerinin hangi ideolojiden beslenen örgütler tarafından katledildiğini bile bilmeyen HDP'nin bir Urfa milletvekili, cumhuriyet düşmanı Said Nursi'nin mezarının bulunmasını istiyor, kaldığı otelin de müzeye çevrilmesini isteyecek kadar gaflette çırpınıyor...
Heyhat ki, Atatürk'e- laikliğe- cumhuriyete, Gazi'nin ideallerine ve mirasına yönelik saldırılar konusunda sağcı-solcu geçinenlerle dincisi- bölücüsü aynı platformda buluşarak, Kurtuluş Savaşı öncesindeki işbirlikçilik anlayışının 100 yıl sonra halen devam ettiğini gösterebiliyor!..
Söyler misiniz; yazının başında dikkat çektiğimiz cumhuriyete ve kurumlarına yönelik saldırılar, adeta yeraltı faylarını parçalarcasına devleti sinsice darbelerken, karanlık büyümesin de ne olsun bu memlekette?..
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac