HASRET MAKAMINDA GAZELLER VAR YÜREKTE!

Adresini henüz bilmediğim viranelere, dönüşü belirsiz mektuplar yazmışçasına biçare kaldım yar...
Çünkü bir tablo var günlerdir sanki karşımda; Sandalette güvercinler gibi duran ayaklarıyla, eski bir duvara yaslanmış sütunlar gibi duran yar... 
Çünkü uzakta, sabahın mahmurluğuna çimdik atarcasına, ışıklarını saçan güneş gibi doğdu yar!..
İşte bu yüzden, yelkeni parçalanmış bir teknenin kimsesizliğinde, denizlere bıraktım beklediğim günleri... 
Bekliyorum artık, bir ömre rağmen gaflete düşeni değil, yüreğiyle bana güleni...
Velhasıl terk ettim eskiye, kendimde kuruttuğum dikenli ve o gafil gülleri... 

Tenden soyunmuş zaman!..

Yaşamın döngüsünde belki de en coşkulu duraktayım şimdi yar...
Tuttu beni yere mıhlamışçasına bakışlar; ruhumu eritse de bırak, belki kalbine saklanırım tez gelsin kışlar!..
Dün kahverengi verandadan kuşlara yuva olmuş ormanı izlerken, tenimden soyunmuş eski zaman duruşunu mazi saydım...
Yani sonunda yapraklarıyla ömrümü tüketen takvimlere sırtımı döndüm... 
Ve nihayet ki, yaşamın acımasızlığına isyan bayrağı açarcasına kendime geldim...
Belki de ilk görüşte, tenimdeki sabırsız zamanda, yeni bir günmüşçesine sevdayı gördüm...
- İşte bu yüzden bıraktım, akar bulur yolunu diye yüreğimdeki nehri...
- Nihayet terk ettim tenimden aksın, beni kahreden zulüm bulaşmış zehri!..

Küle bulanmış ateş!..

Anlayın işte, ben de herkes gibi yaz günlerinin bahara tutunmuş son demlerindeyim...
Yüreğimde nedense gizemli bir keşmekeş, gözlerimde telaş ve canımda artık sabrını tüketmiş, küle bulanmış ateş...
Her zamanki gibi bir bardak kaçak çayın demine sardım kehribar tespihimin reçine kokusunu... 
Ellerimden savurup göğe saçtım, hüznünden kanatlanmış anılar tortusunu!..
Evet... evet... Hayali olsa da şimdi yalnızca; mümkün ki kelebekler uçuyor sanki bakışlarında;
- O yüzden mi acaba ninniler söylüyor dudaklarım yüreğimi uyuturken...
- O yüzden mi günlerdir yar dolaşıyor düşümde, hayallerim uyurken!..

Duvara mıhlanmış efkar!..

Bugünlerde nedense öyleyim işte yar... Bozkırda ceylanı görmüşçesine şaşkın ve yâri, Kerbela’da suyu merak eder gibi üzgün... 
İçimde bir his, yüreğimi saracak gümüş bir kafesin varlığını haberdar edercesine heyecanlı... 
Ya sen?.. İstersen habersizce yürü sahillerinde... Ben ıstırap çekeyim boş vermiş zulümlerinde...
Anla işte, ömrümün müebbetine razı olmuşçasına, sana mahkum gibi, hapsettim sevdaya kendimi yar!.. Bil ki, tutundum artık yokluğuna yar; 
- Hasretim pranga değil, efkarını duvara mıhlamış kelepçe...
- İsyanım öfke değil, sanki kurumuş eski bir menekşe!..
Sonra bir yudum çayın içtenliğiyle şöyle dedim manzarası zihnime alkış çalan, uzaktaki meçhul yâre; 
“Yıldızlardan mutluluk dökülsün akşamlarına...” 
Baktım da heyecanım harfleri kovaladı adeta... Gizleyemedim peşi sıra gelen o şaşkın sözcükleri;
“Bahar tadında yazların rüzgara teslim olduğu gecelerde, ‘ceylan’lar girsin dedim rüyalarıma...”

Gölgesi saçlarında!..

Çaresizlikte çırpınan isyanım klavyenin tuşlarında, hasret makamında gazeller çalarcasına figan ederken, bırakın teninin rengini, yüreğinin şavkını bilmediğim “yar”lardayım sanki... 
Bilmezsem de, görmesem de, dokunmasam da, hissetmesem de “yar” kokusu var sanki burnumda...
Uzaktaki resimlerde edalı duran yar... Gölgesi dalgalı saçlarından bulutlara vuran yar...
Ve yıldızlardan küpeler yapmışçasına, deniz kıyısında pırlanta gibi parlayan yar!..
Heyhat... Kim bilir o, ya ada gecelerinde bir hanımeli kokusu, ya da bozkırın dalında bir lavanta esintisi...

Naz kokan patikalar...

Bugünlerde, işte o yüzden huzurun insanı kırlangıç gibi uçuruverdiği meçhul anlardayım!..
Tutunduğum kanatlardır sevdalarım, bıraktığım geçmişlerdir isyanlarım... Çünkü;
- Bedenim yalnızlık mekanında heykele dönmüşçesine, sevda bekler kollarımda... 
- Yüreğim sanki yâre ulaşacak gibi, denize gizlenmiş göç yollarında...
Çünkü görünce rüyalarda dolaşan o yâri bir kez daha söylenmeden edemedim;
- Bak işte, başını kayalara dayamış yosunlar gibi kalakaldım...
- Biliyorum, seni bir adanın naz kokan patikalarında sakladım...



https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac