İRANLI SOSYOLOG BİR DAHİYİ ANLATIYOR!

Dünkü yazımda Afyonkarahisar’ın AKP’li Belediye Başkanı’nın Lozan üzerine yalan ve iftiralarla bezeli açıklamasını aktarmış, anladığı dilden yanıtını da vermiştim. Oradaki amaç Lozan’dan çok Cumhuriyetin kurucusu Atatürk ve arkadaşlarına saldırmaktı tabii! Ben de birkaç gün önce bulduğum bir Atatürk anlatımını paylaşmaya karar verdim. Büyük Devrimci’yi o kadar güzel ve gerçekçi anlatıyordu ki, hayranlıkla okudum

Aşağıda, eminim sizin de hayranlıkla okuyacağınız değerlendirmeye Boğaziçi Aydınlar Topluluğu sitesinde rastladım…

Türk asıllı İranlı bir sosyolog olan Ülen Tülge, 12 maddede bir dahinin portresini çıkarıyordu. Anlattığı dahi ise Mustafa Kemal Atatürk’tü!..

Atatürk kimdir?

1-Atatürk üst insandı. Onu herkesle karşılaştırmak doğru olmaz kanımca.

Atatürk’ün vatan sevgisi” basit bir ifade olur.

Üst insanlarda vatan sevgisi çok farklıdır.

Başka şey olmalı “Vatan Kuruculuğu

Farklı düşünüyorum bu konuda.

Çünkü o zaman sevilecek vatan diye bir olgu yoktu.

Osmanlı’nın yok ettiği ümmetçi karanlık geçmişin harabeleri vardı.

Vatan sadece toprak yığınından oluşmuyor. Vatan değerlerin zarfıdır.

Peki Atatürk zamanında hangi değerler vardı?

Hiçbir değer yoktu… “Hiç”lik vardı.

İnsan hiçliği nasıl sevebilir?

Atatürk sevilecek ve insanca değerlere zarf olacak bir vatan tesis etmek istedi.

Yüksek ölçüde de bunu başardı.

Çünkü üst insanlar, değerlerin kurucuları olurlar.

O değerlerle de vatan madde olmaktan, toprak yığını olmaktan çıkarak manevi ölçütlerin yurduna dönüşür.

Atatürk’ün kurduğu ve Anadolu’ya armağan ettiği değerlerin ondan önce var olduğuna dair hiçbir örnekle karşılaşmadım. Nelerdi bu örnekler?

2. Cumhuriyet bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu.

3. Laiklik sadece bir değer değildir, değerlerin üreme ve üretilme olanağıdır ve Atatürk öncesi yoktu.

4. Türkçe bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu. Özellikle benim için önemli olan budur.

Ben bir kaç dil bilirim ve Türkçe’nin de birkaç lehçesini bilirim.

Atatürk öncesi Türkçe yoktu.

Felsefeye, fiziğe, tıbba, bütün bilim dallarına girmiş bulunan modern Türkçe’nin kurucusu Atatürk’tür.

Çağımızda eski Yunan felsefesinden, modern Batı felsefesine denli bilgi kaynakları tercüme edilmişse, bunun nedeni Atatürk tarafından insanlık tarihine sunulan ve grameri belli olan Türkçe’dir.

5. Atatürk öncesi kadın yoktu.

Şeriat esiri ve seks makinesi olan, evde oturması gereken, cihat için çocuk doğuran dişi nesne vardı.

Kadına insan onuru kazandıran, yazıp okuması için önündeki şeriat engellerini kaldıran, seçip seçilme hakkı kazandıran Atatürk olmuştur ve başka kimse olmamıştır.

6. Atatürk öncesi tarih hafızası olan bir toplum yoktu.

Çünkü tarih bilgisi ve bilinci olan bir toplum yoktu

10 yıl boyunca Türk Dil Kurumu (TDK) başkanlığı yapmış olan felsefeci Macit Gökberk “Değişen Dünya, değişen dil” kitabında “Ortaokulu Osmanlı döneminde bitirdim. Anadolu’da Selçuklu Devleti’nin de olduğunu, ortaokulu bitirdikten sonra yabancı kaynaklardan öğrendim” diye yazar.

Yani Anadolu toplumunda tarih bilinci ve bilgisi yoktu.

Bu hafıza, bilinç ve bilginin yaratıcısı Atatürk’tür.

7. Türkler için (Sadece Türkiye Türkleri için değil) Atatürk’ten önce tarihin kendisi de yoktu.

Üst insanlar, kendilerinden itibaren başlayan tarihin yaratıcıları olmuyorlar. Daha önceki tarihin de kurtarıcıları, aydınlatıcıları oluyorlar. Bu açıdan Atatürk, tarihin kurucusu, kurtarıcısı ve aydınlatıcısıdır.

8. Atatürk öncesi, Arap töreleri Türk toplumunun beynini öylesine karanlığa gömmüştü ki, iğne deliği bir yer bile ışık sızması için kalmamıştı.

Atatürk büyük dinsel aydınlatıcı gibi Kur’an’ı Türkçe’ye çevirttirerek bin yıllık, katı ve delinmesi güç olan karanlıklara ışık sızdırmaya çalıştı ve büyük ölçüde başarılı oldu.

Günümüzdeki Osmanlı karanlıklarına dönüşün macerası başkadır.

9. Atatürk’ten önce edebiyat yoktu; çünkü alfabe yoktu.

Arap alfabesi sadece Türkçe’nin düşmanı değil, Arapça’nın ve Farsça’nın da düşmanı.

Arap harflerinin, beyinleri körleştirme sürecini durduran Atatürk olmuştur.

Atatürk öncesinde bin yıl boyunca Ebu Reyhan El Biruni gibi bilgeler bu alfabeden Ortadoğu’yu kurtaracak “kurtarıcı üst insan” aramışlardı.

O kurtarıcı Atatürk kişiliğiyle ortaya çıkmıştır.

10. Atatürk öncesi musiki yoktu.

Osmanlı sarayının saçma ve karmaşık dildeki “aruz edebiyatı” musiki için asla yatkın değildi ve beyinlere uyuşturucu etkisi bırakmaktaydı.

Konservatuvar’ların kurucusu ve eski karanlıklara gömülmüş toplumun estetik zevk algısını aydınlatan Atatürk olmuştur.

11. “Atatürk’ten önce ‘Tazminat’ tan başlayarak Batılılaşma süreci vardı ve süreç Atatürk’ü yetiştirdi” savını kabul edemiyorum.

Çünkü böyle olsaydı, o zaman Atatürk gibi bir önder Batı’nın kendisinde yetişmeliydi.

Ama yetişmedi.

18. YY. itibarı ile Rusya’da büyük aydınlanma süreci başladı. Rusya 19. Yüzyılda bütün Dünya’yı etkisi altına aldı.

Tazminattan sonra Osmanlı’da Dostoyevski, Tolstoy, Turgenyev gibi dahiler mi yetişti…

Yok…

Tarihte böylesine bir devlet adamıyla karşılaşmadım

12. Özetle; Atatürk öncesi yokluk vardı, en önemli ve kıymetli insani ve evrensel değerler yoktu.

Atatürk sadece Türkiye’ye değil, Dünya’ya eşsiz bir armağandır.

Hiçbir yoruma ve eklemeye gerek yok! Ülen Tülge’ye yürekten bir teşekkür yeter!

Yazıyı paylaşan Tarihçi Sibel Zeren’e de yürekten teşekkürler.

https://twitter.com/umit_zileli