PEKER, ALEVİLER, DERİN KUŞKULAR!!!
2015 yılının Nisan ayının ortaları...
Suriye işgalinde büyük katliamlar yapan El Kaide yanlısı şeriatçı militanlardan bir grup, Halep kırsalındaki bir mahallede, bir Suriye askerini yakalıyor...
Silahına el konulan askeri ablukaya alan cihatçılar, panik içindeki genç adama Arapça "Alevi misin" diye soruyor...
Asker ise 10 kadar sözde "cihatçı" teröristin karşısında, "Evet Aleviyim" diye yanıt veriyor...
Bu yanıt üzerine öfkelenen silahlı askerlerden biri önce rejim askerine tekme atıyor, sonra da kurşun yağdırıyor...
Yere yığılan Suriye askerine tekrar ateş eden Cihatçılar, daha sonra birbirlerine sevinçle sarılarak Arapça sloganlar atıyor!..
6 yıl önce dünya basınına yansıyan bu görüntüler internette halen duruyor...
Evet; bir dönem Suriye'de binlerce insanı hedef alan insanlık dışı bu vahşetlerden birini durup dururken anımsatmadık...
Çünkü konu Türkiye'nin huzursuzluğu, iç siyasette kavgalar ve toplumun bir kesimini hedef alacağı öne sürülen "büyük eylem planı" iddiaları olunca, Suriye'de yaşanan vahşetlerden birine dikkat çekmek tuhaf olmayacaktı...
Hele de, bir yandan ülkenin neredeyse her kentinde çökertilen radikal dinci hücrelerde, tehlikeli militanlar da yakalanınca (!) neler oluyor-neler olacak soruları hiç de sıradan sayılmıyor...
Provokasyonun hazır potansiyeli!!!
Türkiye; Fırat Kalkanı başta olmak üzere, Suriye içlerine düzenlediği 4 sınır ötesi harekatta PKK'nın yanı sıra El Kaide-IŞİD ve türevlerini de hedef almış, bu örgütlere büyük kayıplar verdirmişti...
Ancak IŞİD'in Türkiye'ye sızma faaliyeti devam ediyor olmalı ki, neredeyse her gün yurdun dört bir yanında yapılan operasyonlarda tehlikeli militanlar yakalanıyor, pusudaki eylem hücreleri çökertiliyor...
Son 5 yılda yakalanan El Kaide ve IŞİD'li sayısının 10 bin olduğu, bunlardan 2000 kadarının tutuklandığı biliniyor...
Ancak hiç kuşkunuz olmasın, Suriye'den kaçarak Türkiye içerisinde dolaşan IŞİD'in militanı ya da sempatizanlarının sayısının 100 binin altında olmadığı tahmin ediliyor...
Türkiye'de sadece örgütün sempatizanları ya da militanları yakalanmıyor, IŞİD içerisinde "komutan" düzeyinde "istihbaratçı-bombacı-cellat" olarak faaliyet gösteren tehlikeli teröristler de ele geçiriliyor... Örneğin;
- Esir aldıkları Özgür Suriye Ordusu mensuplarının da kafalarını kestiğini itiraf eden ve "IŞİD'in celladı" olarak duyurulan Fehet el Sacır adlı militan, 11 Aralık 2017'de Kocaeli'nde yakalandı...
- Kasım 2018'de, Hatay'ın Belen ilçesinde, IŞİD'in "infazcısı" olduğu iddiasıyla gözaltına alınan V.A. adlı örgüt üyesi tutuklandı...
- 8 Eylül 2019'da, IŞİD'in elebaşı "Ebu Bekir El-Bağdadi'nin cellatları" listesinde bulunan ve infaz emirlerini verdiği tespit edilen M.E.B. gözaltına alındı...
- 17 Şubat 2020'de ise "IŞİD komutanı ve infazcısı" olan Y.A.A, Bursa'nın İnegöl ilçesinde, doğal gaz servis işinde çalışırken gözaltına alındı...
Bu olaylardan sonra da Bursa, Sakarya, Ankara, Adana, Urfa, Kocaeli ve İstanbul gibi kentlerde, IŞİD içinde üst düzeyde faaliyet göstermiş onlarca militan yakalandı, büyük eylemler önlenmiş oldu...
1700 asker öldüren terörist!..
Bu kadar tehlikeli militanların ve yakalanmayanların nasıl tehdit oluşturduğunu göstermek için, bir IŞİD üyesinin, 2017'deki yılbaşı gecesi, İstanbul'daki Reina eğlence merkezine silahlı baskın düzenleyerek 39 insanı öldürmesini anımsatmak yeterli olmalı...
Gelelim IŞİD'i de yeniden gündeme getiren dehşet verici bir açıklama ile ürkütücü bir operasyona...
Son haftalarda AKP'lileri hedef alan Sedat Peker, eski bakanlardan Mehmet Ağar'ı suçlarken şunları söyledi;
"Devamlı Alevilik konusuna değinmemin sebebi derin Mehmet'in adamları tarafından geçmişte Gaziosmanpaşa'daki kahve saldırısından çok daha büyük bir eylem yapılıp, ülkede kaos çıkarma planlarını boşa çıkarabilmek içindir. Planları bir cemevine saldırıdır..."
İşte bu ürkütücü açıklama toplumda büyük yankı uyandırırken, son yıllarda radikal dinci örgütlere nefes aldırmayan ve çok başarılı operasyonlar yapan polis, IŞİD adına büyük katliamlar yapan bir militanı yakaladı...
Ancak bu konuya gelmeden, yıllar önce gazetelere yansıyan iki önemli habere dikkat çekmek gerekiyor...
13 Haziran 2014'te gazetelere yansıyan haber;
"IŞİD Bağdat'a ilerlerken, cihatçı kaynaklar IŞİD'in, ele geçirdiği 4 bin 500 Irak askerinden Şii olan 1700'ünü öldürdüğünü bildirdiler. Sünni askerler ise serbest bırakılıyor."
İkinci haber ise 21 Ağustos 2016 tarihli;
"Irak Adalet Bakanlığı yetkilileri, 1700 askerin ölümüyle sonuçlanan katliama iştirak etmekle suçlanan 36 kişinin idam edildiğini açıkladı."
Gelelim Türkiye'de önceki gün yakalanan çok tehlikeli bir militana... Irak'ta 1700 askeri "Alevi" diye katleden ve sonra da kayıplara karışanlardan biri olan Iraklı Arkan Taha Ahmad, önceki gün Bolu'da düzenlenen operasyonda yakalandı...
Cemevine saldırı tuzağı!..
Evet; Peker'in Alevilere yönelik provokasyon yapılacağı iddiasının toplumu sarstığı şu günlerde, Irak'ta 1700 Şii askeri acımadan katleden militanlardan birinin Türkiye'de yakalanması akıllara ürkütücü sorular da getiriyor!..
İşte bu kapsamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 28 Ekim 2020'de, TBMM'deki grup toplantısında yaptığı şu konuşmayı da anımsamak gerekiyor;
"Suriye'den ülkemize gelen IŞİD mensuplarının eylem arayışında olduğunu biliyoruz."
Gelelim asıl meseleye... Terör örgütlerinin "kurt puslu havayı sever" deyiminde olduğu gibi, bunalım süreçlerini de kollayarak eyleme geçtikleri, geçmişteki örneklerden biliniyor!..
Yani; Türkiye'de bir mezhep çatışmasını yaratmak için "ortam"ın ve provokatif eylem hücrelerinin "potansiyel"i, yakalanan son IŞİD militanın geçmişinden de dışa vuruyor!..
Unutulmasın ki; IŞİD'in sadece Eylül 2016'da, Antep'teki Düztepe Cemevi'ne yönelik saldırı planı deşifre edilmedi, polis son 3 yılda Adana, Ankara ve İstanbul'daki cemevlerine yönelik eylem hazırlığındaki çok sayıda IŞİD hücresini de çökertti...
Peker'in yarattığı siyasi bunalım-Alevilerle ilgili eylem iddiaları ve tam da bu süreçte yakalanan IŞİD'lilerin geçmişine bakınca, büyük tehlike pusuda vesselam!!!
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac