ATATÜRKÇÜLÜĞÜN ABC'si

Atatürkçülük veya Kemalizm emperyalizm çağında mazlum milletlerin millî demokratik devrimci programıdır. Bu tarihsellik içinde mazlum milletlerle ortaklaşan yanı olduğu gibi Türkiye'nin kendi özgünlüğünün izlerini de taşır. O nedenle Türk devrimi deriz.

Atatürk, Kemalizmi tanımlarken ona teorik bir sınır koyarak idealize etmemiş, eylemden hareketle "Türk devriminin yaptığı işler" olarak tanımlamıştır. O hâlde Atatürkçülüğü tarihsel mevzisi ve yaptıklarından hareketle değerlendirebiliriz.

Attilâ İlhan Türk devrimini Anadolu İhtilâli olarak ele almıştır. Buna göre, I. aşama emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı; II. aşama ise inkılâp aşamasıdır. Emperyalizme karşı bağımsızlık aynı zamanda saltanata da karşı. Çünkü, saltanat da emperyalizmin tarafında.

Atatürkçülük mazlum milletlerin emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi, emperyalist işgale karşı vatan savaşıdır. Lenin'in de tespit ettiği gibi temel çelişki mazlum milletlerle emperyalistler arasındaki çelişkidir. Atatürkçülük de tarihsel olarak bu mevzidedir. Dolayısıyla Atatürkçülüğün birinci maddesi emperyalizm karşıtlığıdır. Emperyalizme karşı olmadan, emperyalist planlarda rol talep ederek Atatürkçü olunmaz, olunamaz.

Atatürkçülük için emperyalizme karşı tavır gereklidir, fakat yeterli değildir. Çünkü, Atatürkçülük emperyalist tahakküme yol açan ekonomik, siyasî, hukukî, kültürel geriliklerin ortadan kaldırılması, toplumun modernleştirilmesidir. İşte altı ok bunun kısa adıdır. Antiemperyalist olunmadan atı ok uygulanamaz. Altı ok uygulanmadan antiemperyalist tavır sürdürülemez. O dönem millî mücadelenin içindeki her kesim altı oku savunmuyordu. Saltanat yanlıları vardı, laikliğe ve diğer devrimlere karşı çıkanlar vardı. Hatta, ekonomi politikalarında bile ayrılıklar vardı. İşte, Atatürkçülük Atatürk'ün emperyalizme karşı net tavrı ve yaptığı işlerdir tarihsel olarak. Dolayısıyla Atatürkçülük bu programın kararlı, tutarlı ve bütün olarak savunulması ve uygulanmasıdır. Biraz Atatürkçülük olmaz.

Atlantik sistemine girdiğimiz 45'lerden bu yana antiemperyalist özünden koparılmış Atatürkçülük Atatürk'ün adından ibaret kalmıştır. Tüm devrimlerin içi boşaltılmıştır. Türkiye emperyalizmin ileri karakolu olmuş, kamu politikalarının yerini özelleştirme almıştır. Millî devletin millî politikaları yerine emperyalistlerin politikaları ikame edilmiş hatta, millî devletin tehdit algısını emperyalistler belirlemiştir. Emperyalizm kendi tehditlerini Türkiye'ye dayatmıştır. Laiklik ortadan kaldırılmış, içi bizzat savunucuları tarafından boşaltılmıştır. Bunun için Atlantik sistemi içinde Atatürkçülük yoktur, olamaz.

Atlantik sistemi emperyalist sistemin kendisidir. Atatürkçülük zaten Atlantik sistemine karşıdır, aralarında uzlaşmaz çelişki vardır. Her kim ki, o veya bu nedenle Batı sistemini savunur veya Türkiye'yi Batı sisteminde tanımlar o Atatürkçülüğün karşısındadır.

Emperyalizmin altı oku tasfiye etmesinin anahtarı antiemperyalist/tam bağımsızlıkçı çizginin terk edilmesidir. O hâlde altı ok programının uygulanmasının yolu da tam bağımsızlık çizgisinden geçmektedir. Çağımız hâlâ emperyalizm çağı. Atatürkçülüğün tarihsel mevzisi de emperyalizme karşı, zemini mazlum milletler. Batı'nın Atatürk'e ve Atatürkçülüğe ve de kendisine direnenlere düşmanlığı bundan olmasın?