EMPERYALİZM ÇAĞINDA ENTERNASYONELİZM İŞBİRLİKÇİLİKTİR
Emperyalizm döneminin temel çelişkisi emperyalist millet/devletlerle mazlum milletler arasındaki çelişkidir. Devrim bu çelişkiyi çözmektir. Devrimci olabilmenin koşulu milliyetçi/vatansever olmaktır.
Kimi şaşkınlar milliyetçiliği burjuva ideolojisi olarak görüp gerici olarak sınıflandırıyor ve reddediyorlar. Oysa, bu sınıflama gelişmiş emperyalist Batı milliyetçilikleri için geçerlidir. Çünkü emperyalist milliyetçilik gericidir. Peki, emperyalizme karşı direnen bir milliyetçilik gerici olarak yaftalanıp reddedilebilir mi?
Emperyalistler ve dogmatik sosyalistler milliyetçilik karşıtlığında birleşiyorlar. Emperyalizm kendi milliyetçiliğini mazlum milletlere dayatabilmek için milliyetçiliğe karşı propaganda yapıyor. Etnik ve mezhepsel farklılıkları kaşıyarak milliyetçiliğin altını oyuyor. Çünkü,milliyetçilik emperyalist sömürüye karşı millî ekonominin savunulması, millî devletin, hukukun, kültürün, çıkarların korunmasıdır. Milliyetçilik, emperyalist tekellere gümrük duvarlarının örülmesidir. Bunun için emperyalizmin önündeki en büyük engel milliyetçiliktir.
İlerici ve gerici nitelemesi tarihsel ve diyalektiktir. Batı'da milliyetçilik ilerici rolünü oynadı ve demokratik devrimler gerçekleşti. Daha sonra Batı'da milliyetçilik gericileşerek emperyalistleşti ve mazlumları sömürmenin ideolojisi hâline geldi.
XX. yüzyıl başında Lenin bu gerçeği saptadı ve temel çelişkinin emperyalist milletlerle proleter milletler arasında olduğunu ortaya koydu. Mazlum milletlerin emperyalizme karşı mücadelesinin ideolojisi olan milliyetçiliğin ilerici rolüne vurgu yaptı. Bu konuda ölçü "emperyalizme tavırdır." Emperyalizme tavır almayan bir milliyetçilik ilerici ve devrimci değildir. Bu bakış açısıyla Lenin mazlum milletlerin emperyalizme karşı ilk isyan hareketi olan Kemalist hareketi destekledi.
Türkiye'de emperyalizme tavır almış olan devrimciler de milliyetçiydi. 68 kuşağı milliyetçiydi, öbür türlü devrimci olamazdı. Mahir Çayan'ın şu ifadelerine bakalım: "İçinde bulunduğumuz dönemde proleter sosyalistlerin ikili bir mücadele biçimi içinde olmaları gerekmektedir. Bir yandan emperyalizme karşı mücadelede tüm millici sınıf ve tabakaların yanında yer almak, anti-emperyalist ve anti feodal mücadeleye hız vermek, diğer yandan proleteryaya politik bilinç vererek örgütlenmesini sağlamaktır.
Bu ikili mücadele diyalektik bir bütündür ve birbirinden ayrı düşünülemez. Bu ikili mücadelenin herhangi bir yanını ihmal etmek sosyalistleri oportünizmin kucağına iter.” (s.15)( Türk Solu, 6 Mayıs 1969, “İçinde Bulunduğumuz Evre ve Gençliğin Durumu)
"...Türkiye’deki temel çelişmenin proleterya burjuvazi çelişmesi olduğunu varsayalım, bu koşullara rağmen biz sosyalist devrim şiarını ortaya atamayız. Çünkü bugün için tayin edici çelişme proleterya ile burjuvazi arasındaki çelişme değil, Yanki emperyalizmi ile Türkiye halkı arasındadır. Bu durumda proleterya partisinin görevi, proleter devrimcilerinin görevi, ‘sosyalist devrim’ çığlıkları atmak değil, bütün ulusun en bilinçli sözcüsü olarak milli cephenin başına geçip, Amerikan postalları altında ezilen milli bağımsızlık bayrağını yükselterek milli devrimi yapmaktır. Türkiye’deki temel çelişmenin proleterya burjuvazi çelişmesi olduğunu varsayalım, bu koşullara rağmen biz sosyalist devrim şiarını ortaya atamayız. Çünkü bugün için tayin edici çelişme proleterya ile burjuvazi arasındaki çelişme değil, Yanki emperyalizmi ile Türkiye halkı arasındadır. Bu durumda proleterya partisinin görevi, proleter devrimcilerinin görevi, ‘sosyalist devrim’ çığlıkları atmak değil, bütün ulusun en bilinçli sözcüsü olarak milli cephenin başına geçip, Amerikan postalları altında ezilen milli bağımsızlık bayrağını yükselterek milli devrimi yapmaktır." (M.ÇAYAN, Sağ Sapma Devrimci Pratik ve Teori, ASD sayı:15, s123)
Görüldüğü gibi 68 devrimcileri de milliyetçiliğin ilerici rolünü benimsemişlerdi. Emperyalizm çağında mazlum milletler için solculuk milliyetçilik, milliyetçilik solculuktur. ABD ve işbirlikçileri Türkiye'de "ulusalcılığı" tehdit saydılar. Pensilvanya'dan ulusalcı dalgayı aşma fetvaları verildi. Fakat, emperyalizmle Türk milleti arasındaki uzlaşmaz çelişkiyi aşamadılar.
Kendini sosyalist veya solcu olarak tanımlayıp milliyetçiliği gerici veya faşist olarak görenler bugün emperyalizmin oyuncağı oldular. Emperyalizmin çıkarlarının bekçiliğine soyundular. Vatan ve milletten koptular. Dolayısıyla milliyetçiliğe karşı olanlar mazlum cephesinde bozguncu, işbirlikçi ve gericidirler. Devrimcilikleri kalmamıştır. Emperyalizm çağında mazlumlar dünyasının tüm devrimleri milliyetçidir. Karşı devrimlerse enternasyonelisttir. Emperyalizm çağında mazlum milletler cephesinde enternasyonalizm emperyalizm işbirlikçiliğidir.