CHP ve MHP, cumhurbaşkanı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ismi üzerinde anlaştılar.
Adına da “çatı adayı” dediler.
Bana göre İhsanoğlu “Çatı adayı” değil, “Çatı’nın adayı”.
Ekmeleddin İhsanoğlu ismi veya bir başka isim üzerinde spekülasyon yapma niyetim yok. Bu yazıyı “esas üzerine” değil “usul üzerine” kaleme aldım. Önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak olan diğer adayları da gördükten sonra toptan bir değerlendirme hakkımı saklı tutuyorum.
Neden “Çatı adayı” değil, neden “Çatı’nın adayı”?
Kim bu "Çatı" ya da kimler bunlar?
Kim olmadıklarını söyleyerek başlayayım.
Bugüne kadar bütün seçimlerde olduğu gibi son yerel seçimde de yine CHP’ye oy verdim ama ben bu çatının parçası değilim…
Babam da değil… Ezelî CHP seçmeni olduğu halde ailemden veya çevremden hiç kimse de bu çatının parçası değil…
Bana göre hiçbir CHP ve MHP seçmeninin bu çatıyla ilgisi yok…
Düşünsenize, yüzbinlerce, milyonlarca oy alarak bu iki partinin tabelası altında parlamentoya giren bu iki muhalefet partisinin zavallı milletvekillerinin, grup başkan vekillerinin, üst düzey yöneticilerinin bile çoğunun yapılan pazarlıklardan, ortada dönen dolaplardan haberi yok…
Ben ne kadar şoke olduysam grup başkan vekilleri, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri bin misli kızgınlık, kırgınlık ve aldatılmışlık duygusuyla şoke oldular…
Kim olduklarını söyleyeyim şimdi…
İki üç adam bunlar… İki üç de yerli ve yabancı işbirlikçileri var… Tabii bunların hepsi de daha büyük bir tiyatronun oyuncuları...
İki üç adam, “iki üç dahilî ve iki üç haricî bedhah” ile kumpas kurup atalarımızın kanıyla sulanmış bu mukaddes topraklar üzerine kumar oynuyorlar…
Kanarya Sevenler Derneği Başkanı bile bir kanarya kafesine su kabı alırken üyelerine nasıl hesap vereceğini düşünürken bu “beyefendiler” bir cumhurbaşkanı adayına da, bu yüce halka da “su kabı” kadar değer vermiyorlar.
Bugün onbeş kadar CHP milletvekili, genel başkanları grup toplantısında konuşma yaparken, TBMM’nin bir başka odasında alternatif “durum değerlendirme toplantısı” gerçekleştirdiler. Bunların içerisinden bir yakın dostumun söylediğine göre yarın kırk civarında bir sayı ile toplanacaklar.
AKP yönetiminin içeride ve dışarıda yürüttüğü basiretsiz politikalarla ülkemizi sürüklediği kaos yetmezmiş gibi bir de “bizim basiretsiz”lerle uğraşıyoruz.
Ne güzel söylemiş Pir Sultan Abdal “Düşmanın attığı taş değil dostun attığı gül yaralar beni…”
https://twitter.com/drtayfunbudak
https://www.facebook.com/tayfun.budak.790
