SEÇİM KAOSUNUN KANLI İŞARETLERİ!..

Geçen hafta bu köşede, PKK’nın seçim güvenliğini ve partileri hedef alabileceğine dikkat çekerek, “1 Kasım’da seçim olabilecek mi” diye sormuştuk...

Ve demiştik ki, “PKK, seçim ortamını rahat bırakacak mı, mitingler tehdit altında değil mi, adaylar kaçırılır mı, seçim büroları hedef alınır mı?..”

Kimileri “karamsar bir tablo” çizmeye çalıştığımızı bile iddia etmiş olabilir ancak PKK’nın stratejisi ile Güneydoğu gerçekleri öyle demiyor...

Diğer yandan, geçen haftaki uyarıcı yazıların ardından MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de aynı kaygılara dikkat çekerek, hükümeti seçim güvenliği konusunda uyarması, “kaos” iddiasının siyaset kurumlarını endişelendirdiğini ortaya koymuştu...

Çünkü tüm bu endişelerin çok önemli dayanakları vardı... Örneğin, PKK son 45 gün içinde binden fazla kayıp vermişti... Örgütün “milis” yapısına yönelik operasyonlarda en az 2500 kişi gözaltına alınmış ve aralarında belediye başkanlarının da bulunduğu 300 kadar HDP’linin tutuklanması PKK’daki öfkeyi arttırmıştı...

Bir başka endişe gerekçesi ise HDP’nin 1 Kasım’da yapılacak seçimlerde “oy kaybı yaşayabileceği” beklentisi... PKK-HDP çizgisi her ne kadar oylarının artacağını öne sürse de, yapılan kimi anketler, şiddet yorgunu haline gelen Güneydoğu insanın Kürt siyasetinden uzaklaşabileceğinin işaretlerini de verdi...

Bölgedeki bir başka kaygı da; bizzat ana muhalefet yöneticilerince HDP’ye oy vermeye zorlanan en az “yüzde 3” oranındaki CHP seçmeninin partilerine döneceği iddiası...

Ve tabi ki, PKK saldırılarında 70’ten fazla güvenlik görevlisinin şehit edilmesi de Batıdaki seçmeni HDP’den uzaklaştırabilecek en önemli etken...

Bombanın fitili ateşlendi!..

İşte yukarıda sıralanan gerekçeler ve benzerleri Doğu ve Güneydoğu’yu diken üstünde tutmaya yetiyor...

Çünkü geçen hafta “sandıktaki bomba” başlıklı yazılarda, PKK’nın seçim ortamını tehdit edeceğine yönelik uyarılarımızı haklı gösteren eylemler ne yazık ki gecikmedi...

Uyarılarımızın ardından birkaç gün geçmişti ki, seçimlerin kaos altında yaşanabileceğinin çok vahim işaretleri görüldü... İşte son 5 günde yaşanan olaylar;

Şırnak’ın Silopi ilçesinde İsmet Tatar ve 19 yaşındaki oğlu Cengiz Tatar 28 Ağustos’ta öldürüldü... “PKK karşıtı” Tatar ailesine mensup baba ile oğlunun örgüt tarafından öldürüldüğü medyaya yansıdı.

Bu eylemin seçim öncesi, “PKK karşıtı aşiretlere gözdağı” amaçlı olduğuna dikkat çekildi!.. Çünkü Tatar ailesinden Arslan Tatar, 7 Haziran seçimlerinden AKP’den Şırnak milletvekili adayı olmuştu...

28 Ağustos’ta; Şanlıurfa’da yüzleri maskeli 1’i kadın 2 PKK’lı, el yapımı bombayla AKP Eyyübiye İlçe Başkanlığı binasına saldırdı. Can kaybının yaşanmadığı saldırıda parti binasında hasar oluşurken, saldırganlar yakalandı. Bu eylemin bir benzeriyle ilgili bir anımsatma da yapalım;

(Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde bulunan AKP il binasına 23 Ağustos’ta ses bombası ve havai fişeklerle saldırı düzenlenmişti.)

İlk hedef AKP’liler...

Güneydoğu’da siyasi tabanı hedef alan eylemler ne yazık ki yukarıdaki kanlı örneklerle sınırlı kalmadı!..

Tunceli’de, 29 Ağustos’ta yol kesen PKK’lılar, AKP Mazgirt İlçe Başkanı Süleyman Canpolat’ı kaçırarak aracını da ateşe verdiler... Canpolat’tan 5 gündür haber alınamıyor.

30 Ağustos’ta, Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesindeki eczanesinden çıkan AKP Diyarbakır eski Gençlik Kolları Başkanı Yunus Koca, arabasına bindiği sırada kimliği belirsiz bir kişinin saldırısında yaşamını yitirdi...

Koca’nın, son dönemde şiddet olaylarından rahatsız olduğu ve sosyal paylaşım sitelerinde “terör karşıtı” yazıları nedeniyle hedef alındığı öne sürüldü.

Ve dün... Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Büyükçiftlik beldesinde, AKP üyesi oldukları belirtilen Nurettin Toktamış ile oğlu Cevat Toktamış dün öğle saatlerinde, PKK’lı teröristler tarafından kaçırıldı...

Aşiretler ayaklandı!..

Evet, siyasi tabana yönelik adam kaçırma, kundaklama ve cinayetler de gösteriyor ki, PKK seçim güvenliğini hedef almayı sürdürecek...

Bölge halkı da farkında ki, Doğu ve Güneydoğu’daki endişe giderek büyüyor... Son bir ayda “100 binden fazla” yurttaşın Batıya göç ettiği iddiası ve örgütün silahlı eylem karşıtı kimi aşiretleri hedef alması bölgedeki feodal yapılanmaları harekete geçirdi...

“1 Eylül Dünya Barış Günü” nedeniyle, Şırnak’ın Şenoba beldesinde, Babat Aşireti lideri Hazım Babat’ın evinde toplanan Doğu ve Güneydoğu’daki 120 aşiretin lideri ve kanaat önderleri teröre karşı bildiri yayımladı... Hazım Babat’ın okuduğu bildiride şöyle denildi;

“Geçmişte yaşadığımız tecrübe, silah ve şiddetle hiçbir yere varılamayacağını bize defalarca gösterdi. Son 1.5 aydır içine sürüklendiğimiz terör ortamı, insanlarımızın umudunu kırmakta, barış ve demokrasi beklentisini zedelemektedir. 7 Haziran sonrasında silahın yeniden devreye girmesinin makul bir izahı yoktur. Kardeş kavgasının sona ermesi ve barışın yeniden tesis edilmesi için silahlı örgüt mensuplarının şiddete son vermelerini ve ivedilikle ülkemizi terk etmelerini istiyoruz. Demokratik ve şiddetten arınmış bir Türkiye hepimizin yararınadır. Biz, bu süreçte devletimizin yanında yer almaya devam edeceğiz.”

Hiç kuşkunuz olmasın; aşiretlerin bu çağrısı da seçim öncesi Doğuda terör olaylarının atmasına yol açabilir!.. Çünkü PKK aldığı büyük darbenin ardından toparlanır toparlanmaz, korucu aşiretleri de hedef alarak kaosu yeniden tetikleyecektir...

Acaba bölgede miting yapmayı düşleyen siyaset kurumları son beş gündeki olaylara rağmen yaşanacakların farkına varabilecekler mi?.. Umarım kaygılarımda yanılırım...

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac