Gayrimenkul Piyasaları Yoğun Bakıma mı Girecek? 

Yeni bir haftanın başlangıcında ve seçime yaklaştığımız son düzlükte tüm okurlarıma huzurlu, stresten uzak, sakin bir hafta diliyorum. Zira seçim heyecanı ve sonuçlarının ne olacağı konusundaki tahminler, tartışmalar, tansiyonları oldukça yükseltmiş durumda. Gayrimenkul Sihirbazı’nız olarak sizlerin tansiyonunu ölçemesem de, sizler için gayrimenkul piyasalarının tansiyonunu ölçmeye çalışıyorum. Tansiyon aletim yanlış sonuçlar vermiyorsa, sektörü yoğun bakıma kaldırmak üzereyim. 

Değerli okuyucularım, gayrimenkul piyasalarında bugünkü fotoğrafı birkaç açıdan çekmeye çalıştım. Şunu sakın unutmayalım; her dönemde bölgelerin, şehirlerin hatta semtlerin piyasa dinamikleri farklıdır. Bir bölgede hızlı bir sirkülasyon sonucu fiyatların yükseldiğine şahit olurken aynı zamanda başka bir bölgede aşırı bir durgunluğu ve buna bağlı olarak fiyatların genel seviyesinin yatay veya düşey seyrine şahit olabilirsiniz. İşte bu nedenle önemle uyarıyorum; yazılı veya görsel basında yer alan “emlak piyasaları patladı, çatladı, fiyatlar uçtu” veya tam tersi “sektör yerlerde sürünüyor, fiyatlar taban yapacak”  gibi söylemlerle coşkulara veya hüzne kapılmayalım. 

Son bir haftadır, çeşitli illerde, gayrimenkul değerleme şirketleri ve gayrimenkul danışmanları ile görüşmeler yapıyorum. Tabiri caizse; bir dokundum bin ah işittim.  Son birkaç aydır satışların durma noktasına geldiğini görüyorum. Değerleme şirketleri ise, yaptıkları ekspertiz raporlarının neredeyse %90 lık bölümünün ticari kredi başvurularından kaynaklandığını, konut kredi başvuru oranlarının çok düşük seyrettiğini belirtiyorlar. 

Bunun sebepleri neler? Biraz açmaya çalışalım. “Balık baştan kokar” derler ya, sektörün aslında bugün ki durumu aylar öncesinden kendini belli etmeye başlamıştı. 2013’ün ikinci yarısından itibaren, dövizde başlayan dalgalanmalar, mevduat faizlerinin yükselmesi ve bu yükselişin mortgage faiz oranlarına yansıması, piyasayı gribal enfeksiyona sokmuştu. Hastalanmak için adeta sebep arayan  (neden sebep aradığını ilerleyen günlerde detaylı açıklayacağım) ve rüzgardan nem almaya hazır olan piyasa bir anda suskunluğa bürünüverdi. Gayrimenkul sektörü dışında konulara girmemeye çalışıyorum fakat değinmeden geçemeyeceğim. Merkez Bankası Başkanı’nın yılbaşı için döviz kurları üzerine vaatlerde bulunması, bu kurlar tutmayınca da “kusura bakmayın, demek ki önceden konuşmak yanlışmış” şeklinde açıklamalar yapmasının piyasalara olumlu bir etki yapması beklenmemeliydi. Siz ithalatçı, ihracatçı veya yatırımcı olarak pozisyonunuzu bu vaatler üzerine belirleyeceksiniz, sonra da gelinen sonuçtan etkilenmeyeceksiniz!

Gayrimenkul sihirbazınız henüz bunlara çare bulamadı. Evet dostlar, yeniden konumuza dönelim; ne olursa olsun gayrimenkul piyasalarının, reel piyasalarla ilişki halinde olduğunu unutmayalım. Bireylerin gayrimenkul alma eğilimini ne etkiler? Para kazanma, birikim yapabilme ve yatırım yapabilme imkanları. Eğer memurunuz, işçiniz ezilmişse, esnafınız siftahsız kepenk kapattığı günleri atlatamıyorsa, sanayiciniz, iş adamınız düzenini banka kredileriyle döndürüyorsa, kusura bakmayın, fırtına gibi esen bir gayrimenkul piyasası göremezsiniz. Her biri ekonomik  on cephede savaşan, adeta bir gladyatöre dönüşen, çalışanınız, esnafınız, sanayiciniz yatırımı bırakın, günü kazasız belasız atlatma derdinde.  Böyle bir ticari arenada, insanların her yıl yeni gayrimenkuller almasını bekliyorsanız çok iyi niyetlisiniz. Deniz bitti arkadaşlar! Ürettiğiniz, ihtiyaç fazlası yüz binlerce konutu nasıl elden çıkartacağınızı gece-gündüz düşünseniz iyi edersiniz. 

Seçim sonrası gayrimenkul piyasaları nasıl gelişecek, neler olacak, gayrimenkul balonu patlayacak mı, gayrimenkul almak veya satmak için uygun bir zaman mıdır, bunları ilerleyen haftalarda uzun uzun konuşacağız. 

Gayrimenkul sihirbazınız olarak, köşeme iyice ısındığım bu günlerde, her hafta pazartesi günleri sizlerle buluşmaktan duyduğum memnuniyeti ve heyecanı bir kez daha dile getiriyor, sizlere iyi bir hafta diliyorum. Hemen hemen her köşede dile getirilen bir öneri ve ricayla sözlerimi noktalıyorum; bu hafta oyumuzu kullanmaktan imtina etmeyelim. Eğer geleceğimize bugün ki gibi seviyesiz bir siyasi ortamla, çöplüğe dönmüş yönetimlerle, yolsuzluklarla,  ar damarı çatlamış siyasetçilerle şekil vermek istemiyorsak vatandaşlık görevimizi yerine getirelim ve ülkemize hep birlikte sahip çıkalım. 

Sağlıcakla kalın...


https://twitter.com/ErolCanbay2
https://www.facebook.com/erol.canbay.9