HEDEF: DÜNYA YOGA OLİMPİYAT ŞAMPİYONLUĞU!

Heyecanlıyım. Hem de çok. Bu benim ilk köşe yazım.

İçimde yaşayan onlarca kadından birini, ilk defa gün ışığına, fazlasıyla aydınlık ve ortalık bir yere çıkarıyorum. 

Bunca zaman, kendimce söylenmesi gereken kelimeler biriktirdim. Ve şimdi "Yıldız Kapısı" Köşesi'nde; çiçeği burnunda bir yazar olarak huzurlarınızdayım. Önünde saygıyla eğildiğim, bunca değerli fikir insanı ve kalem arasında yer almak da bana ayrıca büyük bir onur veriyor.

Şüphesiz,"Hissetmek" bizi insan yapan en önemli unsur. Heyecanı, acıyı, üzüntüyü, mutluluğu, bir diğerini hissedebilmek. Ne yazık ki, bizler her gün hissetmekten uzak yaşamlara, adeta mecburi bir istikamette akıp, günden güne insanlığımızı yitiyoruz. Zamanımızın darlığı, işlerimizin çokluğu, geçim telaşlarımız; an'dan da, kendimizden de tümden uzaklaştırıyor her birimizi.

Bir hengamenin ortasında gerçekte ne duyuyor, ne de görüyoruz. Her gün sıkıcı ve köhne ofislerimize giderken, yolun kenarındaki ağaca bakıp, yapraklarının arasından üzerimize akan ışık huzmelerini hiç bir zaman  fark edemiyoruz. Bir diğerinin gözlerinin içindeki ışığı önyargılarımız nedeniyle göremediğimiz gibi durmadan bir başkalaştırılarak 
kutuplaştırılıyoruz. Her şey çok hızlı. Kafamız yeknesak ve endişe dolu gürültüler içinde. 

Güzellikleri her zaman ıskalıyoruz

Ben de böyle bir tükenmişlik ve  kendine yabancılaşmışlık halinde tanıştım yogayla. Yoga, kendimle ve hislerimle yenidenbağlantı kurabilmeyi başardığım bir köprü oldu. An içinde sahip olduğum şeylerin ne kadar değerli olduğunu, mutluluğumun gelecekte olmasını beklediğim unsurlara bağlı olmadığını, tam da şimdi, bu anda o mutluluğun kendi içimde olduğunu keşfettim. An içinde yediğim yemeğin, içtiğim çayın gerçek tadına varmaya başladım. Deli gibi koşturup, kendimi tüketmelerim sona erdi ve yavaşladım. İçimi zorlamasız rahatça alıp verdiğim  nefesler doldurmaya başladı.Bir şeyleri hırs ve egolarımla oldurmaya çalışmak yerine, hayatımı akışa bırakmayı öğrendim. Kendimi ve insanları olduğu gibi kabul edip sevmeyi öğrendim. Bedenimi yargılamadan olduğu gibi kabul edip, sevmeye başladım.

M.Ö. 2000 yıllarına dayanan bir bilgiler sistemi olan Yoga, kelime anlamıyla birleşmek, bütünleşmek anlamını taşıyor.

Hem ilahi kaynakla hem de diğerleriyle bir olmak. Mesafelerin kalmadığı senin ya da benim ayrımcılığının bulunmadığı bir hale gelmek....

Patanjalinin Yoga Sutralarında  Samadhi  yani aydınlanmaya giden 8 basamak var. Yoga bu 8  basamaktan oluşan bir sistem  :

1- Yama: Yapılmaması gerekenler
  • Ahimsa: Başkalarını incitmekten, her türlü canlıya eziyet etmekten kaçınmak,
  • Satya: Davranışlarda sözde kendine karşı dürüst olmak. Acımanın zorunlu kıldığı durumlar dışında daima gerçeği söylemek ve bu arada olmaya çalışmak,
  • Astaya:Başkasının malına göz koymamak ve asala hırsızlık yapmamak,
  • Brahmaçarya: Cinsel enerjiyi kontrol edebilmek, cinsel eylemlerde aşırıya kaçmamak,
  • Apangraha: Maddi değerlere bağımlı olmamak Mal hırsı ve açgözlülü kişiyi husursuz ve tatminsiz bırakabileceği bazen kişileri gayri meşru kazançlara yöneltebilir. 
2- Niyama: Yapılması gerekenler
  • Saucha: Gerek beden gerekse ahlak temiz olmalı, vicdanla daima uzlaşmaya çalışılmalıdır.
  • Santosha: Yaşama ve geleceğe olumlu bakmak, karamsarlığa düşmemek, içinde bulunulan şartlardan memnun olmayı öğrenebilmek. Sürekli tatminsizlik ve memnuniyetysizlik kişinin gelişimine önemli bir engeldir.
  • Tapas:  Alçakgönüllü ve sade bir yaşam ssürdürmelidir. Bu kişinin, zorluk ve sıkıntılarına dayanıklılığını da arttıracak ve yaşamı daha huzurlu kılacaktır.
  • Swadhyama: Spiritüel anlamda kendini geliştirme ve eğitme yolunda kararlı olmak , kendine güveni ve saygınlığı korumaktır.
  • Ishvara Pranidhama: Mutlak gerçeği algılamaya çaba harcamak ve inançlı olmaktır.
3- Asanalar: Beden duruşları yani pozlar

4- Pranayama:
Solunum egzersizleri

5- Pratyahara :
Duyuların kontrolü

6- Dhrana: Konsantrasyon

7- Dhyana Meditasyon

8- Samadhi: Evrensel bilinçle bütünleşme, ermişlik

Bu sıralamanın ilk beş tanesini Hatha Yoga oluşturmaktadır. Hatha Yoga, konusundaki ilk yazılı belge Hatha Yoga Pradipika'dır. Ha-Güneş,Tha ay anlamını taşıyan simgelerdir. Birincisi, bedendeki pozitif diğeri negatif enerji akımını temsil eder. 

Bu iki temel enerji birbirine zıt olarak birlikte birbirlerini tamamlayarak bir denge oluştururlar.

Tüm bunlara karşılık yoganın ülkemizdeki algılanma biçimine bakıyorum da durum gerçekten içler acısı.

İşte basınımızda çıkan bir iki örnek  : 

"Kemirgen, Çapulcu Ve Utanmadan bir de Yogiler..." Radikal Gazetesi 26.10.2013

"..Diyanet, resmi yanıt hazırlığını sürdürürken, fetva birimi, yoganın dini kurallar gözetilerek spor amaçlı yapılabileceğini, ancak dini misyon yüklenilmesi halinde sakıncalı olduğu yorumunu yaptı..." diye devam ediyor kısa haber.

"Annenin Yoga Feryadı" Sabah Gazetesi 07.12.2013

"..İki senede kızım başkası oldu ve kurtaramıyoruz. Aynı gruba giden kızımın arkadaşının annesi de dertli. Öğrencilere hipnoterapi yapılıyor. Felsefelerinde evlilik, çocuk sahibi olma, geleneksel ilişki karşıtı bir hayat tarzı için cesaretlendiriliyor. Kızlar gezilerde hocaya dokunmak, masaj yapmak, yemeklerde yanına oturmak için birbirleriyle kavga ediyorlar. Toplumun bütün değerlerini tehdit ediyorlar." 

Tüm bu olumsuz mesajlar  yetmiyormuşçasına, Herkes için Spor Federasyonu (HİS) Yoga Antrenör Eğitimi Talimatı yayınladı.

Talimat Yogayı tamamıyla bir spor olarak algılıyor ve Yoga Eğitimcisine antrenör adı veriyor. 

Yoga bir "antrenman"  yogiyi yani "sporcuyu" çalıştıran ise antrenör. TALİMATIN PDF FORMATI İÇİN TIKLAYINIZ 

Gerçekten yoga yapan bir çok kişi gibi bu soruyu ben de soruyorum . Nasıl yani ?

'Yoga Eğitimcisi'ne 'Yoga Antrenörü' denilmesini sağlayacak temel esaslar ekteki talimatla belirlenmiş.

Yoga Eğitmenleri Derneği Başkanı Sayın Bora Ercan'ın daha önce yaptığı bir röportajdan bir alıntıyı sunmak istiyorum size :

- Hinduizmde yoga bir ibadet olarak mı uygulanır?

Hayır, yoga bir ibadet değildir. Kuzey Asya’nın şaman kültürüyle İndüs uygarlığının vedik kültürünün sentezinden çıkmış bütünlüklü bir felsefi sistemdir. İnanç boyutu, terapi boyutu, spor boyutu vardır. Öte yandan ibadet kısmını da yabana atmamak gerek, insana iyi gelen her şey ibadettir. Sağlık ve mutluluğu çok uzaklara koyarsak hiçbir zaman ulaşamayız. Yoga için de dindir, Hinduizm’dir gibi yargılar vermek, “Futbol günahtır” demek gibi anlamsız bir şeydir. Kaldı ki bunu din olarakyaşamak isteyen insanlar varsa, onların da hakları korunmalıdır. Din ve vicdan hürriyeti sonuçta anayasal bir haktır.

Bakınız James Hewitt 1960 yılında yayınladığı kitabında şu sözlere yer vermiş;

"Yoga ile kişi Hindu ise daha iyi bir Hindu, Hristiyansa daha iyi bir Hristiyan, Müslümansa daha iyi bir Müslüman, Yahudiyse daha iyi bir Yahudi haline dönüşür." 

"Kuru ve çatlak toprağa inen sağanak yağmur ile düzenli olarak ıslanan nemli toprağa inen yağmuru karşılaştırarak" düzenli yoga yapmanın önemine değinen Büyük Guru BKS Iyengar'ı geçen hafta kaybettik. Yogaya kattıkları için Yoga Camiasındaki herkes adına kendisine çok teşekkür ediyorum.

Kendimizi şimdiden Dünya Yoga Olimpiyat  Şampiyonu kabul etmesi gereken bir ülkeyiz biz, çünkü Olimpiyatlara katılacak rakibi olmayan ve ASLA olmayacak yeni bir spor dalı yaratıyoruz!

"Hedef: Dünya Yoga Olimpiyat Şampiyonluğu!" 

Şimdiden hepimize hayırlı olması dileğiyle...


https://twitter.com/SeboMode
https://www.facebook.com/ShebnemG